Spor kulüplerimizin başkanlarına baktığımızda; çoğu iş insanı, bu insanlar kendi şirketleri gibi görüp yönetseler eminim ki çok daha iyi yönetebilirler. Yönetim kurullarını kurarken titiz davranıp yapılacak işe göre yönetici seçmeleri gerekir.
Tek adamlıkla yönetilen kulüplerin başarılı olması çok zor, bu şekilde olur ise kurdukları  yönetim kurulu üyeleri filmlerdeki figüran figüründen öteye gitmez.   
Kulüpler borç batağında. Kurtulması çok zor ama sürdürülebilir bir konuma gelebilir, yurt içi ve yurt dışından genç yetenekleri bulup  1’e alıp 1000’e satarak borç azaltılır.
Camialarda "Kurumlar kalıcı, kişiler geçicidir". Başkanlık koltuğunun büyüsüne kapılanlar kişisel egoları bir kenara bırakmalılar.
Onursal başkanımız rahmetli sayın Süleyman Seba görevini bıraktıktan sonra, her seferinde bize Beşiktaşlılık dersi veren saygıdeğer başkanların kaçı maçlara geliyor? Ya da Mali kongre ve seçimlere  katılıyor? Hiçbiri!
Bir dönem başkanlık yaptıkları Beşiktaş’ın maçlarını, stadyumdan izleyememe sebebleri işlerinin yoğun olması diyelim!  Kaçı kulübün zor günlerinde kulübüne sahip çıkıp, destek oluyor? Hiçbiri! Beşiktaş Kulübü'nden alacaklı olanların kulübümüze verdiği zarar alacağından fazla,  onun için bağışlama ile kalmayıp bir amatör branşa sponsor olup o branşı şampiyonluğa koşturmalı.
Yıldırım Demirören basketbola sponsor olmuştu. 4 kupa gelmişti. Amatör branşlara böyle güçlü sponsorlar bulmak lazım. Takımı şampiyonluğa taşıyacak.
Mühim olan 7/24  yönetim etrafında dolaşmak değildir, mühim olan Beşiktaş’ın geleceğini ilgilendiren önemli konularda, yapıcı eylemler içinde olmak için Beşiktaş yönetimini kimlerin oluşturduğuna bakmadan, sadece Beşiktaş için mevcut yönetimle iş birliği içinde olmaktır.