Beşiktaş, UEFA Şampiyonlar Ligi C Grubu'ndaki ilk maçında bu akşam Alman devi Borussia Dortmund'u ağırlayacak. Vodafone Park'ta saat 19.45'te başlayacak maçı İspanyol hakem Antonio Mateu Lahoz yönetecek. Mücadeleyi dijital yayın platformu Exxen yayınlayacak. Böylece ilk kez bir Türk takımının Şampiyonlar Ligi maçı dijital bir kanaldan yayınlanacak.

Dordmund kusursuz değil, tutarsız

Eşleşmenin olduğu günden beri Borussia Dortmund, grubun favorisi olarak görülüyor. Otoriteler, Beşiktaş'a az şans tanıyor. Sergen Yalçın ve öğrencilerinin bu akşam alacağı her puan sürpriz sayılacak. Dortmund özellikle de güçlü gol makinesi Erling Haaland ile tedirgin ediyor. Peki Beşiktaş'ın şansı nedir, ne yapmalı ve rakibinin zaafları nelerdir,  nasıl faydalanabilir? Peşinen şunu söylemekte yarar var: Borussia Dortmund kusursuz bir takım değil. En azından şu dönemde, tutarsız bir takım görüntüsü veriyor.

Reyna ve Hazard'ın olmayışı iyi

Emre Can, Reyna, Thorgan Hazard, Zagadou, Schulz ve Schmelzer sakatlıktan ötürü takımda yok. Özellikle Emre, Reyna ve Hazard'ın yokluğu önemli. Takımın hücumlarında sahte 9 pozisyonunda oynayan ve atak başlangıçlarında topsuz oyunla etkili olan Reyna'nın olmayışı kâğıt üzerinde bir avantaj sayılabilir. Buna karşın Mats Hummels'in takıma dönmesi de iyi bir haber değil.

Keşke Witsel stoper çıksa

Borussia Dortmund, Bundesliga'da 4 maçta 3 galibiyet 1 de mağlubiyet aldı. 4 maçı da gollü geçti. 13 gol atarken, kalesinde de 9 gol gördü. Bu istatistik de savunma zaafiyetini gösteriyor. Bunun nedeni Hummels'in yokluğunda stoperde Axel Witsel'in oynamasıydı. Esasen bir 8 numara olan Witsel'in stoperlik sınavı kelimenin gerçek anlamıyla berbattı. Akanji ile iyi bir tandem ikilisi olmayı beceremedi. Son maçta savunma önünde oynadı ve stoperde Pongracic yer aldı. Ama Dortmund yine de 3 gol yedi. Teknik direktör Marco Rose, muhtemelen Hummels ile başlayacak.

Arkaya sarkmak zor değil

Dortmund savunmasının arkasına sızmak zor değil. Bundesliga'da 4 rakibini bunu defalarca fotokopi şeklinde pozisyonlarla ıspatladı. Bu kontrada olduğu kadar, yerleşik savunmada da mümkün oluyor. Kornerlerde arka direk zaafı da yaşıyorlar. Bu şekilde 2 gol yediler. Ceza sahası çizgisi veya hemen içinde çekilen şutlarda da 5 gole engel olamadılar. Kaleci Kobel, iki önemli transferden biri gözükse de performansı henüz yükselmiş değil.

Hücum hattına laf yok

Elbette Dortmund'un ürkütücü bir hücum gücü bulunuyor. Haaland tek başına bile bir takıma bedel. Yeni nesil bir golcü. Tabiri caize 'Z kuşağı golcü'. Güçlü ve iri fiziğine rağmen geniş alanda da dar alanda da muazzam işler yapıyor. Golcü olduğu kadar asistçi ve orta alana kadar gelip top alan bir 10 numara gibi de. 4 maçta 5 gol ve 3 asistle oynadı. Ve hücumların bir başka kurucu özellikli oyuncu, Dortmund efsanesi Marca Reus...  Dortmund set hücumları Haaland'ın arkasında kurulan üçgenlerle şekilleniyor. Reus ile birlikte Donyel Malen-Jullian Brandt-Reyna-Torgan Hazard'tan hangileri oynuyorsa, oluşan üçlü, oyunun aklını belirliyor. Kim oynarsa, Reus'a çok yakın pozisyon alıyor. Reyna ve Hazard sakat olduğunda Malen ve Brandt'ın forma giymesi elbette kuvvetle muhtemel.

Beklerin çıkışına dikkat

Jude Bellingham da ataklarda bazen kilit rol üstleniyor. Diğer yandan Malen, yalancı koşularla sola deplase olurken, Sol ve sağ bekte beklenen Raphael Guerreiro ve Thomas Meunier'in birlikte hücuma katıldıklarında birbirlerini uzun çapraz toplarla görüp atak yönünü değiştirdiklerine tanıklık ediyoruz. Sonuç olarak Beşiktaş maçına kadar, gel-giti çok fazla olan, savunma disiplinini sağlayamamış; çok fazla gol yediği gibi bir o kadar da yiyecek kadar pozisyon veren bir Alman takımı. Ancak bu kötü açığı da kuvvetli hücum hattıyla kapatan bir Borussia Dortmund var. Gol repertuvarına bakıldığında akan oyun, set oyunu ve kontrada neredeyse eşit bir dağılım var; üçer golle. Diğer goller duran toplar, rakibin kendi kalesine atması ve karambolde...

Kaynak: Ajansspor