Hürriyet Gazetesi spor yazarı Kenan Başaran, Beşiktaş'ın son durumunu değerlendirdi. Erdal Cömert'in sorularını yanıtlayan Kenan Başaran, Beşiktaş'ın transfer politikası, Abdullah Avcı ve Beşiktaş'ın mali durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İşte Kenan Başaran'ın açıklamaları:


Abdullah Avcı Beşiktaş'ta başarılı olur mu?

Beşiktaş'ta şu ana kadar yapılan tek transfer Abdullah Avcı. Takıma henüz hiç bir transfer yapılmadığı için Abdullah Avcı'nın ne yapıp yapmayacağını kestirmek zor. Başakşehir'de yaptıklarına göre konuşacak olursak Abdullah Avcı Beşiktaş'ta da başarılı olacaktır. Bununla birlikte eline verilecek yeni Beşiktaş'ta ne yapacağını bilmiyoruz, büyük bir soru işareti.


Abdullah Avcı'nın da herhalde şu ana kadar keyfi kaçmıştır. Çünkü Başakşehir'de olsa birçok transferi bitmişti. Beşiktaş'ta ise bir tane bile oyuncu alınmış değil eldekiler de gönderilemiyor.

Quaresma mı, Boyd mu?

Başakşehir'in başındaki Abdullah Avcı Beşiktaş'ı analiz ederken hep şunu söyledi: Topu verin Quaresma'ya istediği gibi oynasın. Burada ya şunu düşüneceğiz Beşiktaş Şenol Güneş zamanında Quaresma'yı yanlış kullanıyordu. O zaman Abdullah Avcı doğru kullanacak ya da Quaresma yanlış oyuncu, Abdullah Avcı onu hiç kullanamayacak.
Beşiktaş'ın Boyd'un transferindeki ısrarı bana göre Quaresma'nın gitme ihtimaline karşılık düşünüluyor. Boyd mu Quaresma mı kıyaslamasında Quaresma eğer Abdullah Avcı'nın oyun aklına göre oynarsa her türlü öndedir. Öbür türlü ben Boyd'un Quaresma'nın karizmasını aşacağını bile düşünmüyorum.
Boyd Visca'nın gerisinde!


Boyd teknik olarak yeni bir Visca gibi düşünülüyor olabilir ama teknik olarak Visca kadar yetenekli bir oyuncu değil.

Beşiktaş önce para transferi yapmalı!

Beşiktaş'ta en büyük problem para. Siyah-beyazlı kulübün önce para transferi yapması gerekiyor. Mevcut mali yapı Boyd'un bile peşinatını ödeyemiyor. Bankalarla borç yapılandırması hala sonuçlandırılmış değil. Kaldı ki bu anlaşma yapılsa bile anlaşma şartları para harcamayı değil para harcamamayı koşul olarak sunuyor. Beşiktaş için zor bir dönem. Beşiktaş elindeki oyuncuları en iyi şekilde kullanması gereken döneme giriyor. 'Come to Beşiktaş' diye dünyaya açılmasını beklediğimiz Beşiktaş şimdi kendi alt yapısına yönelmek zorunda kalmış.


Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun röportajını iki gün önce gördüm. Transfer soruma 'Transferlerimiz altyapıdan olacak' yanıtını aldım. Bu mecburiyet Trabzonspor'da olduğu gibi belki Beşiktaş'ın da kurtuluşu olabilir.

Futbolculardan fedakarlık beklenemez...

Basında yer alan tablonun haricinde bir mali tablo varsa ki bu tabloya göre yerli ve yabancı kadronun maliyeti 35 milyon euro civarında. Tabi bunların garanti ücretleri primler vs bonus ücretleri biraz daha yükselebilir. Bu tablo tabi gördüğümüz kadarıyla. Oysa kulüpler genelde tuhaf anlaşmalar yapıyorlar. Bunların detayları sonra ortaya çıkıyor.


Futbolcularla geçmişte yapılan anlaşmaları revize etmek zor. Mesela Quaresma için görüşme odasına gidildi. Şimdi 1 yıl sözleşmesi kalmış bir oyuncuya siz gel diyorsunuz sizin ona yeni bir şey sunmanız gerekiyor. Durup dururken adam neden sözleşmesini yenilesin, maaşında indirime gitsin ya da takımdan ayrılmayı kabul etsin. Daha iyi bir teklif gelene kadar sizde kalır. Dolayısıyla bu fedakarlıkların mümkün olduğunu düşünmüyorum. Böyle anlaşmalarda da birden bire 35-40 milyon Euro'ya geçmek mümkün gözükmüyor. Bu kademeli olmalı ki takımda dengeler bozulmasın.

Dorukhan ve Vida dışında satılabilecek isim yok!

Oyuncu satışında Beşiktaş'ın mevcut kadrosunda Dorukhan ve Vida dışında satılabilecek bir isim görülmüyor.
Beşiktaş'ın asıl sorunu para

Beşiktaş'ta asıl problem para. Hep paraya bağlı kısa dönemli planlar yapıldı. 'Come to Beşiktaş' denildi, 2 yıllık şamopiyonluğun getirdiği bir perspektifti bu. Yönetim hiç kötü senaryo üzerinde bir planlama yapmadı. Şu an yönetim kurulunda büyük bir kavga var. Mayıs ayında seçilmiş kağıt üzerinde hiç bir görev paylaşımı yapılmamış. Yönetimde sürekli model değiştirilmez. Başkanın şifaen söylediği 'Her şey bende olacak' şeklindeki tavrıyla kulüp yönetilemez.


Şimdi yeniden bir futbol direktörlüğü müessesi oluşturuldu. O müsseseseye yönetim içinde muhalefet var. Serdar Adalı mı futbolun patronu; Umut Güner mi, Ali Naili mi yoksa Fikret Orman mı? Görev dağılımını yapmayan bir yönetimin Beşiktaş için büyük bir problem olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş'ın öncelikle Abdullah Avcı'nın da başarısı için Şenol Güneş'in ilk yıllarında olduğu gibi bir yek vücut oluşturması gerekli.

Abdullah Avcı'nın karşılaşacağı en büyük zorluk...

Abdullah Avcı, geldiği günden itibaren acı gerçeklerle yüzleşti. Rakipler beşer altışar transfer yaparken Trabzonspor kendi politikası doğrultusunda çeşitli transferler yaparken Beşiktaş'ta tek bir transfer dahi yapılmadı.
Futbolculara yapılacak olan ödemeler ise Abdullah Avcı'nın en büyük sıkıntısı olacak. Şenol Güneş döneminde de bu sıkıntılar vardı. Şenol Güneş; 'Futbolcuların maaşlarını ödeyin başka bir şey istemiyorum gerekirse yeni transfer bile yapmayın' diyordu. Abdullah Avcı, Başakşehir'de bu konuda oldukça rahattı. Futbolcuların alacak verecek sorunu yoktu, herkesin kafası rahattı. Burada ise en çok karşılaşacağı sorun bu olacak. Sürekli manşetlerde alacak verecek konuları geciken ödemeler olacak. Abdullah Avcı bunları ilk kez Beşiktaş'ta tecrübe edecek. Nasıl baş edeceğini göreceğiz. Şenol Güneş bu konuda geçmişte çalıştığı kulüplerden de kaynaklı olarak daha tecrübeliydi. Abdullah Avcı ilk kez maddi sorunlar yaşanan bir takımla karşılaşacak. Futbolda en önemli motivasyonun para ödemeleri, başarıya verilen pirimlerin olduğunu Beşikltaş'ta kavrayacak. Bu akışkanlık sağlanmadığında işin ne kadar zor olduğunu Beşiktaş'ta görecek.

Erdal Cömert / duhuliye.com ÖZEL HABER