Ay-Yıldızlılar'ın Alman hocası Stefan Kuntz, Sabah'a verdiği röportajda "İnanarak ve çalışarak mucizeyi çağırabilirsiniz" demiş ve "Herkes herkesi yenebilir, Portekiz'in favori gösterilmesi normal ama onlar için de zor bir 90 dakika olacak" ifadelerini kullandı. İşte Kuntz'un sözleri:

"1995-1996'da 1 yıl Beşiktaş'ta oynadınız. O günden yana Türk futbolunda ne gibi değişimler gördünüz?"

Uzun zaman oldu. O gün futbolcu olarak Türk futboluna bakıyordum. Şu an da değişik ülkelerden 20'ye yakın kulübü takip etmek durumundayım. Aradan 26 yıl geçti. 4-5 ay içinde kesin bir yargıya varmak zor. Dört büyük takımdan birinin hocası olsam daha net, vurucu bir cevap verebilirdim. Stadyumlarda, tesislerde ve birçok alanda çok önemli gelişmeler olmuş ama o dönemlerde Türk takımlarının Avrupa'da daha başarılı olduğunu söyleyebilirim. Bunun sebeplerini iyi görmeliyiz ve düzeltmeliyiz.

"BEŞİKTAŞ'IN DEĞERİNİ GEÇ ANLADIM"

"Beşiktaş takımı yaşamında ne kadar yer tutuyor?"

EURO 96'da bulunmam ve İngiltere'ye attığım gol dahil, başarılı bir performans sergileyip sonrasında yeniden Almanya'ya transfer olmamda Beşiktaş performansımın direkt etkisi var. Bana 'Futbolcu olarak yaptığınız hatalar nedir?' diye sorsanız Beşiktaş'ta bir ya da iki yıl daha kalmamak derim. Benim için huzur ve mutluluk dolu anlardı. Beşiktaş'ta zaman geçirmenin değerini geç anladım. O dönem Daum gidecek yerine Scala gelecek dedikoduları çıkmıştı. Takımların 3 yabancı kontenjanı vardı. İtalyan hoca gelirse İtalyan oyuncu getirir diye düşündük. Türkiye'den erken ayrılmaktan pişmanlık duyuyorum. Aslında takım iyiydi ve hiç dedikodu yoktu.

"SORUNU DIŞARIDA ARAMAK YANLIŞ"

Avrupa'nın önde gelen ligleriyle Türkiye arasında makasın açıldığını düşünüyor musunuz?

Veriler ve tablo ortada. Vurgulamak istediğim bir konu da bu. Avrupa futboluyla, Avrupa'nın büyük ligleriyle farkın açıldığı bir gerçek. Oyun tarzı, futbolcu davranışları, sürekli yaşanan itirazlar, hiç bitmeyen sakatlıklar, oyunun sürekli kesilip sekteye uğramasında ve kalitenin düşmesi gibi sıkıntılardan bahsedebiliriz. Bunlar düzeltilmezse fark giderek büyümeye devam edecek. "Fark nasıl kapanır?" derseniz, önce öz eleştiri yapılacak. Herkes sorumluluğunun farkına varacak.

Ortak sorumluluk var. Oyuncuların, hocaların, hakemlerin, medyanın, yöneticilerin, taraftarların sosyal medyada yorum yapanların da sorumluluğu var. Bunun yanlış olduğunu bilmemiz ve düzeltmek için çalışmamız lazım. Almanya'da bir sözümüz var.'Ortada ters giden bir şey varsa önce kendi burnumuza dokunarak düzeltmeliyiz.' Dışarıda sorumlu aramak yanlış ve başkalarını kurban seçip sorumluluğu onlara yıkmak doğru değil. Çözümün bir parçası olmak lazım.

"ALTINTOP'U DİNLİYORUM!"

Milli Takımlardan Sorumlu yönetici Hamit Altıntop'la ilişkiniz nasıl?

Hedeflerimiz bir, Türk futbolunu hak ettiği yere getirmek. Fikirlerimiz uyuşuyor. Tecrübeli sayılacak kadar uzun bir süredir futbolun içindeyim. En iyisini yapmak görevimiz. Futbol konusunda herkesle konuşurum, tartışırım ve en doğru kararı vermeye çalışırım. Bu Hamit Altıntop ile olur, yardımcılarımla olur, futbolcularımla ve bazen de medya ile olur. Değerli fikirleri dinler ve en son kararımı veririm. Umarım bu duygu ve fikir birliğinden başarı çıkacak.

"TÜRK HOCALARIN İŞİ ZOR!"

Derwall, Feldkamp, Daum, Osieck, Löw… Alman hocalar Türkiye'de güzel izler bıraktılar? Ne dersiniz?

Doğru... Sadece Alman hocalar değil, Alman oyuncular da çok güzel izler bıraktılar. Çünkü Türk halkını iyi bildiklerini düşünüyorum. O zamanlar bu Alman hocaların fikirlerine saygı duyuldu ve onların söyledikleri dinlendi. Gelişim birlikte geldi. Bu insanlar aynı zamanda zeki, disiplinli ve çalışkan isimlerdi. Bu yüzden iyi izler bıraktılar, bırakmaya da devam edeceğiz.

Türk hocaların Almanya'da ya da diğer 5 büyük ligde görev alma durumu ne seviyede olur?

Onu başarmak kolay değil. Hoca olarak iki tarafı da kültürü de iyi bilmek gerekiyor. Futbolculuk gibi değil. 5 büyük lig diye bilinen liglerden Pro lisans almışsanız ve tatmin edici bir CV'ye sahipseniz şansınız daha yüksek oluyor. Bu liglerden herhangi birinde hoca değişikliği olduğunda ilk hangi isimler gündeme geliyor? Bunlardan kaç tanesi Türk teknik adamlardan oluyor? Bu sorunun cevabı Türk futbolunun ve hocalarının imajında saklı. Türk liginin izlenirliği, hocaların daha çok yurt dışına açılmalarına ve gelişimlerine katkı sağlayabilir.

"TAKIM ARKADAŞLARIMLA YEMEKTE BULUŞACAĞIM"

Geçen bir lokantaya gittik. "27 yıl önce de buraya gelmiştiniz" dediler. İstanbul işten zaman kalırsa keşfedilmeyi bekleyen güzel bir şehir. Yakında eski takım arkadaşlarım Recep Çetin, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek ve Sergen Yalçın başta olmak üzere dostlarımla bir yemek yeme planım var.

KUNTZ'UN EN'LERİ

En sevdiği Türk yemeği: Katmer

En son okuduğu kitap: A Taste of the Liverpool Way: A Recipe For Success (Mona Nemmer)

En sevdiği aktör: Christoph Waltz

En sevdiği aktris: Penélope Cruz

En sevdiği efsane futbolcu: Pelé

Son izlediği film: James Bond - No Time To Die (James Bond – Ölmek için zaman yok)

FIFA Ballon d'Or'u kim almalıydı? Robert Lewandowski