Beşiktaşımızı üzmeyin dedim, kıymayın dedim, yakışmıyorsunuz dedim ve sonunda geldiğimiz nokta geçen hafta sonu Mali ve İdari genel kurullardaki yaşananlar.
 

İlk gün 178, ikinci gün 170 üye katılımıyla açılan genel kurullarda güvenlik sağlayıcı sayısı ise 300’ün üzerindeydi. Salon dışındaki emniyetçi sayısı da oldukça fazlaydı. Bu Beşiktaşlıyı Beşiktaşlıdan korumak içinse çok acı bir durum. Sonrasında toplantıları tarafsız, dürüst, Beşiktaş’ın genlerine uygun biçimde yönetecek bir ekibe ihtiyaç vardı. Şeklen yapılan seçim oylaması sonucu Engin Baltacı bey bordo mavili kravatıyla kürsüye çıktı, bu birilerine bir mesaj mıydı? Çalışmalar esnasında görüldü ki, kongre divanını arkadan sufleler, bazen de açıkça hatırlatmalarla Yönetim Kurulu masası Genel Sekreter marifetiyle  idare etti. Bu hali görünce anlaşıldı ki kongre divanı şekli seçim ve tayinle yapılmıştı. Öncelikle Sn. Baltacı’nın 2010 yılında başkanlığa seçilen Yıldırım Demirören’in listesinde olan ve ibra edilmeyen bir yönetici olarak, halen hukuki sürecin devam ettiği günümüzde en azından etik olarak görev almaması gerekirdi.

Kongre divanının gündeme madde ilave edilmesi veya sıra değişikliği yapılması ile ilgili verilen önergeleri gündeme alımı esnasında dilekler faslında görüşülmesi gereken Fikret Orman’ın Disiplin kuruluna verilmesi hususundaki önergenin oya sunulmasını daha sonra başına geleceklerden habersiz, başta Av. Ali Rıza Dizdar olmak üzere birçok üyenin itirazı sonucu önlenmesi hatadan dönülmesi açısından yararlı oldu. Faaliyet raporlarının okunması esnasında ilk gün KPMG raporu başlıklarla açıklanırken başkan Çebi’nin kendi tespiti olan Fulya’daki 95 milyonluk zarardan hiç bahsedilmemesi dikkat çekiciydi. Denetle-me kurulu prensibine sadık kalarak yaptığı açıklamalarda camia mensuplarının ve yakınlarının kulüple ticari ilişkilerine örnekler verip 30 bin TL’lik bir işi konu ederken 32 milyonluk faturalı inşaat malzemesi satan bir yöneticiye ait şirketi unutması kendi adlarına çok acıydı ve birçok üyeden aldıkları hazmı zor eleştirilerin muhatabı olmalarını getirdi. Denetle-me kurulu bu 10 yıllık inceleme konuları içerisinde özellikle yüksek bedelli futbol takımı ile birlikte gidilen yurt dışı seyahatlerde başkanların tek kuruş vermeyip kurul üyelerinin sadece otel bedeli ödeyerek verdikleri zararın da açıklanmasını KPMG’den istemişler midir?

Sıra raporların müzakeresine geldiğinde gözler kulaklar Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun konuşmasına angaje olmuştu, Kongre divanı konuşma sırasını soyadı alfabetik sırası ile yapacağını söylemesine rağmen bileşik olan Mahmutyazıcıoğlu soyadının M’sini atlayıp Yazıcıoğlu’nun Y’sini esas alıp son sıralara ötelemeleri, derhal kendilerine TDK lugati alıp okumalarını gerektirirken, Türkçemiz adına kültürel fayda sağlar. Eski yöneticinin konuşması sonrası kürsüye “sizi atlamışız” gerekçesiyle Dilbaz soy isimli başkanın kurumsal avukatı olduğunu öğrendiğim kişiye dördüncü hatip olması gerekirken konuşmasının tamamen Mahmutyazıcıoğlu’na cevap niteliğinde olması  kurnazlık değil niyetlerinin açılımı gibi oldu. Çebi yönetimini eleştiren ve ibra etmeyeceğini söyleyen mali konularda uzman genel müdürlükler yapmış üyenin konuşmasını divan başkanının müdahalelerle bölmesi ve sonunda “Kürsüyü terk edin, hadi hadi” diyerek elinle de süpürge işareti yapması hiç mi hiç hoş değildi ve yakışmadı. Ardından kürsüye Av. Ali Rıza Dizdar geldi ve olanlar oldu.
 

Daha kürsüye gelmeden tribünlerden yönetime yakınlıklarını bildiğimiz, tanıdığımız kişiler tarafından sözlü tacize maruz kaldı. Bu sinirle de oldukça heyecanlı bir eleştirel konuşma yaptı ve saldırıya maruz kaldı, olaylar çıktı. Bu şekilde hareket edenlere karşı alınmış tedbirler (!) kapsamında kendisini kongre divanı oylama da yaparak salon dışarısına çıkarttı. 7.000 kişinin katıldığı 2019 yılı seçim kongresini şahsen kongre divan başkanı olarak idare ederken 150 -200 kişinin karıştığı bir olayı 3 dakikada yatıştırmıştım. Bunu yaparken ne polis, ne hakim ne savcı kimliğim vardı, sadece insan psikolojisine uygun hareket etmiş kişilere insancıl davranmıştım.

Konuşması anında Şafak Mahmutyazıoğlu’na da benzer sataşmalar yapılmış, genel kurulca konuşma süreci uzatılmasına rağmen konuşmasına izin verilmeyerek bilgilendirme hususunda gerçek Beşiktaşlılar mahrum bırakılmıştır. Bu genel kurul açtığı manevi yaralar nedeniyle daha çok konuşulur. Bana göre konuşulacak en hassas konular ibra oylamasına 200 kadar üyenin katılımı, salonda bulunan mafya özentili dikkat çeken tiplerdir. Ne maksatla gelmişlerdir, kongre üyesi midirler?

Bu durumu yaratanlara soruyoruz:

BEŞİKTAŞ'ımızdan ne istiyorsunuz? Düşün yakamızdan…  

Atıf Keçeci / Duhuliye