Sivas’ta zemin iyi...

Rüzgar da hafifleyince hareketli, bol koşulu, taktik zenginlik ve teknik becerilere dolu bir maç umuduyla başlıyor oyun…

Ama çok ağır, çok yavaş…

Eski pehlivanların peşrev ve el enseyle vakit geçirmesi gibi sıkıcı bir gösteri başlıyor.

İlk yarı boyunca Sivasspor da Beşiktaş da “isabetli şut” atamıyorlar. Herkes göz altında.

Acayip bir oyun bu. Son yenilgisini 22. hafta Alanyaspor deplasmanında alan Sivasspor, beklenen, bol gollü atak oyununu adeta rafa kaldırmış gibi.

Onun yerine her rakibe birer adam vererek eski usul markaj yapıyor Rıza Hoca.

Beşiktaş’ın bu oyuna katılmaması, kendi oyununu kurup, koşması gerek ama hayır…

Ev sahibinin kurguladığı oyuna itiraz etmeden ayak uyduruyor Beşiktaş…

Koca ilk yarı boyunca isabetsiz tek şut atıyor Larin’le.. Şut denirse, sadece o.

Sivasspor’un üç şutu da isabetsiz. Ama hiç değilse iki kez tehlikeli biçimde geliyorlar kale önüne.

Beşiktaş baskı altında oynuyor..

Sivasspor’un maç boyunca yaptığı faul sayısı 22..

Beşiktaş’ın (11) iki misli. O nedenle Aboubakar da çekingen.

Çok az buluştuğu topu ayağında tutamıyor, bir şut bile atmadan devre sonunda sakatlanıp sekerek soyunma odasına gidiyor.

Beşiktaş’ın topa sahip olduğuna (67/33) bakıp yanılmamak gerek…

O topu ilk yarıda hücum için değil, kendi yarı alanında Vida-Velinton-Atiba aralarında gezdirerek çeviriyorlar.

Zevksiz, tatsız, heyecansız bir durağanlık… Doğrusu, iki takıma da yakışmıyor!

Beşiktaş’ın topa sahip olduğuna (67/33) bakıp yanılmamak gerek…

O topu ilk yarıda hücum için değil, kendi yarı alanında Vida-Velinton-Atiba aralarında gezdirerek çeviriyorlar.

İkinci yarıda hareketleniyor oyun.

Takımlar yoğun biçimde karşılıklı kale ziyaretlerine başlıyor.

Beşiktaş daha etkin görünüyor. Aboubakar’ın çıkışıyla oyuna giren N’Koudou Beşiktaş adına hücuma derinlik ve canlılık katıyor.

Rıza Çalımbay’ın da yeni bir jokeri var. Yatabare’yi çıkarıp Kayode’yi sürüyor sahaya.

Karşılıklı gol arayışı başlamışken bazı gerçekler de göze batıyor.

Beşiktaş’ta Aboubakar ve Cenk’ten sonra santrfor rolüne soyunacak adam yok.

Boyd’u Sivas’a verdiler, Güven Yalçın’ı da Lecce’ye gönderdiler.

Sergen Hoca, hiç değilse alt yapıdan adını bilmediğimiz birini sürseydi sahaya…

Her neyse 71’de Adem Ljajic’le Gökhan Töre’yi oyuna sokması bence yerinde bir hamle.

Çünkü ikisi de yetenekli. Form düzeyleri yeterli değil ama, rastgele! …

Çıkanlar mı? Dorukhan ve Ghezzal..

Özellikle Rachid, Sivasspor kaptanı Uğur Çiftçi’nin takibinden zaten kurtulamıyordu.

Maç boyunca sert ve yapışık bir markaj uyguladı adamına. Ghezzal baktı olmuyor, sağ kanattan sola gitti…

Uğur da peşinde. Arkadaşı Ahmet Oğuz’u solbeke gönderip kendisi sağbekliğe soyundu. Yeni 4 Eylül Stadı’nın ışıklarında bir azalma oldu...

Fırat Aydınus kalecileri ve kaptanları çağırıp sordu ve o ışıkta oynamaya devam edeceklerini öğrendi. Oyun bu nedenle 9 dakika uzadı.

Oyunun son yarım saatinde galibiyeti daha çok isteyen, gol için bastıran taraf Beşiktaş’tı.

Pozisyonlara da girdiler, duran toplar kazandılar ama golü bulamadılar. Hele Larin’in 87’de kaçırdığı gol Beşiktaş adına gerçekten büyük talihsizlikti.

Şu gerçeği de unutmamalı: Beşiktaş çok yorgun.

Oyunun beyni sayılan Atiba ve takım arkadaşlarının çoğu sıkışık maç haftalarında tükenmiş durumdalar.

Böyle bakınca Beşiktaş için 1 puan yine de iyi görünüyor…

Kredileri devam ediyor.

Şampiyonluk sırrı da çözülmüyor. Fena mı?

Atilla GÖKÇE / Milliyet