Aboubakar'ın nihayetinde takıma dönmesiyle sağ ve sol çizgileri işler hale getirebiliriz diye düşünüyorum.

Tabii bu Aboubakar'ın göstereceği performansla direkt alakalı. Dorukhan takviyeli bir orta saha ve aynı tertip çocuklarla sahaya çıktı Beşiktaş.

Daha maçın başında kırmızı takımın elmas bulmuş maden işçileri gibi Beşiktaş yarı sahasına doluşması, kora kor mesaj içeriyordu.

Bakalım kim çift karbüratörlüymüş?! Sonra bir ara Beşiktaş da uzaylı istilası gibi çöktü Sivas yarı sahasına. Al-verler, gel-allar, çek-gitler...

Bir dolu varyasyon vardı, Larin tarafından bindirmeler oldu ama esas iş sağ bölgedeydi ve Ghezzal iki kişiyle devamlı baskı altındaydı.

Ve bu resimde Rosier de fazla çıkış yapamıyor, gözüküyordu. Zaten 45 dakika boyunca karşı kalede tek tehlike yaratamamak, içinde bulunduğumuz durumun en büyük kanıtıydı.

Hoş karşı takımın da cılız bir kafa şutu haricinde pozisyonu yoktu ya! İlk yarı bitiminde Aboubakar'ın topallayarak soyunma odasına gittiğini gördük, hiç de hayra alamet değil bu.

İkinci yarıya başlarken, hatta son 5 haftaya girerken, santrforsuz kaldık sanki. Sekerek çıkan Aboubakar yerini N'Koudou'ya bırakmıştı zira.

Fırat Aydınus'a şunu sormak lazım.

Welinton'a gösterdiği sarı karta neden olan engellemeyle, Ceza sahası içinde Dorukhan'a yapılan engellemenin ne farkı var?

Birine kart ve faul verirken, birine nasıl "Devam" diyorsun.

Evet ilk yarıdaki kesat durum devam ediyordu.

Çoğalamıyor, üretemiyor, yaşayamıyorduk!

Pozisyon yoktu. Yorgunluk vardı, Eksik vardı.

Hatta "bir şey eksik"ti sanki!

Alen MARKARYAN / Akşam