Şampiyonluk havası böyledir...

Rakibin kim olduğunun, kimin oynadığının, sizde hangi oyuncunun eksik olduğunun önemi yoktur.

Şampiyonluk öyle sihirli bir şeydir ki; her şeyi ve herkesi içine alır.

İçine girdiğiniz bu atmosferde yüksek motivasyon ve coşkuya götürür.

Coşkuyla beraber de performans ve sonuç gelir.

Dün akşam maç başladığında şunu çok net gördük: Futbolcular bu işi kafalarında bitirmiş.

Oyuna öyle bir başladılar ki Hatayspor kafasını kaldıramadı.

Boks maçı olsa Hatayspor ilk rauntta nakavt sayılırdı.

Gerçi ilk yarının sonundaki skora bakınca, 5-0'lık sonucun da Hatayspor için nakavttan farkı yoktu.

Bu maç öncesi Beşiktaş'ın Kovid-19 testi isteği kabul görmedi.

Ama Beşiktaş'ın sahadaki güçlü oyunu Hatayspor'u virüsten daha çok etkiledi.

Motivasyon ve inanmışlık böyle bir şey. Bu süreç N'Koudou'nun, Larin'in, Ghezzal'ın, Ljajic'in performanslarını yüzde yüze çıkardı.

Aslında onlar adına da bir kariyer sezonu oldu.

Hem kendileri mutlu oldular hem de Beşiktaş camiasını mutlu ettiler.

Tabii bunlara Rosier'i, Aboubakar'ı, Vida'yı, Ersin'i de ilave etmezsek haksızlık olur.

Bugün Beşiktaş şampiyonluk kupasının bir tarafına elini uzattıysa ve tutabiliyorsa bu oyuncuların büyük katkısı var.

Elbette aynı şey Atiba ve Josef için de geçerli..

Bu ikili Hatayspor karşısındaki mükemmel performanslarını bütün sezon boyunca her maçta ortaya koydular.

Ve takımın bugünkü inanç seviyesine gelmesinde Aboubakar ile birlikte en büyük paya sahipler.

Süreç içerisinde herkes bu işin bir tarafında oldu ve olmaya devam ediyor.

Tabi 5'inci golü atan Rıdvan'ın da oyuna girdiği andan itibaren nasıl etki ettiğine bakarsak herkese geçen bu takım coşkusunu tarif etmiş oluruz.

Bu maçtan sonra artık Beşiktaş yakın rakiplerine el sallarken iki elini havaya kaldırarak kendi camiasını da şampiyonluk kutlamasına davet ediyor.

Ali GÜLTİKEN / Sabah