İşte Tilev'in açıklamaları: 

"BU SÜREÇLER FAYDA GETİRMEZ AMA..."

Geçmişe baktığımızda bu şekilde kulüpleri tabiri caizse birbirine düşüren transferlerin katkı yaptığını pek göremedik. Gedson Fernandes de böyle bir transfer oldu.

Beşiktaş'a katkı verebilecek mi, bunu önümüzdeki sezondan itibaren göreceğiz. Ben böyle süreçlerin futbolumuz için doğru ve hayırlı olacağını düşünmüyorum.

Beşiktaş'ın Gedson için ödeyeceği 6 milyon Euro'luk bir bonservis bedeli var. Bir de sonraki satıştan verilecek olan yüzde 50'lik bir pay var.

Beşiktaş Fernandes'i satsa dahi gelirin yarısını Portekiz kulübüyle paylaşacak. Mali açıdan çok cazip bir transfer gibi durmuyor. Fakat Gedson Fernandes iyi oyuncu mudur, iyi oyuncudur.

Beşiktaş'ın o bölgede oyuncu ihtiyacı var mıdır, vardır. Oyuncu şu ana kadar koca sezonda ligde 47, kupada 60 dakika forma giydi.

Bu noktada oyuncunun önümüzdeki sezona kadar Rizespor'a kiralık verilip maç ritminin kazandırılması da doğrudur. Umarız Gedson Fernandes saha içinde Beşiktaş'a vereceği katkıyla bu soru işaretlerini unutturur.

KADROYU KİM KURUYOR? ŞENOL GÜNEŞ GİBİ GÖZÜKÜYOR..."

Beşiktaş Önder Karaveli yönetiminde, Sergen Yalçın'ın Ersin'i, Rıdvan'ı, Serdar'ı sahaya sürerek başlattığı yapılanmaya devam edebilecek gibi bir görüntü veriyordu.

Şimdi Beşiktaş'ta yine bir kadro yapılanmasına başlandı. Gedson transferi yapıldı, gidecek oyuncularla ilgili karar yeni hoca gelmeden verilecek. Beşiktaş yönetimi 'Hocamız Önder Karaveli' diyor. Bu hamleleri Önder Karaveli mi yapıyor, yoksa bu kadro başka bir teknik direktörle mi kuruluyor?

Yazılanlara, söylenenlere bakılırsa bu isim de Şenol Güneş gibi gözüküyor.

"ÜÇ BÜYÜKLER BATTI, CAMİALARINA DUA ETSİNLER"

Beşiktaş'ın önünde çok önemli bir temizlik fırsatı var. Birçok oyuncunun sözleşmesi sona eriyor ve bunların hemen hepsi maliyetli kontratlar.

Ben sözleşmesi bitecek oyunculara baktığımda Beşiktaş'ın yollarını ayıracağı oyuncuların, kadroda tutmak isteyeceği oyunculardan daha fazla olacağını düşünüyorum.

Bizim artık bütün Türk futbolu olarak şunu kabullenmemiz lazım. Öyle milyon Euro'luk transferler, havaalanına uçak indirmeler, birbirimizle transfer yarışı yapmalar bitti.

Üç büyükler batmış durumda. İsimleri Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray olmasa bu borçlar karşısında şimdiye dek çoktan Öz Beşiktaş, Yeni Galatasaray, Fenerbahçespor kurulmuştu.

Bu kulüplerimiz milyonlarca taraftarlarına, köklü tarihlerine, yüz yıllık mazilerine dua etsinler. Hala varlıklarını sürdürebiliyorlarsa bu güçleri sayesinde. Beşiktaş'ın köklerinde, mazisinde özkaynak düzeni var.

Beşiktaş bu kriz dönemini fırsata çevirip kendi tarihinde, köklerinde var olan özkaynağa geri dönmeli.

Dünyada kaç kulübün tarihinde Serpil Hamdi Tüzün gibi bir örnek var?

Diğer kulüpler yeni denemeler yapabilirler ama Beşiktaş için reçete belli, hem de daha önce defalarca deneyip başarılı olduğu bir yol bu Beşiktaş'ın. Emirhan'ları, Serdar'ları, Ersin ve Rıdvan'ları görelim, tıpkı Rızalar, Sergenler, Nihatlar gibi...

"BEŞİKTAŞ İÇİN HEDEF MAÇLAR"

Ligin bundan sonraki bölümünde Beşiktaş için özellikle iç sahada oynayacağı maçlar hedef maçlar.

Beşiktaş'ın bu maçlarda puan kaybına tahammülü yok, ligin yukarısına kendisini atmak istiyorsa bu maçları kazanmak zorunda. Antalyaspor son dönemde sıkıntılı günler geçiren bir takım. Nuri Şahin'le birlikte biraz silkelendiler ama hala istedikleri konuma gelebilmiş değiller. Kompakt oynayabilen, birlikte hareket edebilen, büyük takımlara direnç gösterip zorluk çıkarabilen bir takım.

Beşiktaş bu ligde kendi sahasında oynadığı her maçın favorisidir ancak çok da kolay bir maç olmayacağını belirtmemiz gerek.

Doruk KOÇ /  Duhuliye