MHK’de geçmiş dönemlerde görev yapmış, yıllarını bu camia içinde geçirmiş önemli bir isimden geldi itiraf. Aslında itiraf değil. Futbolun içindeki herkesin bildiği, ancak dillendiremediği gerçekler!

Aynen şöyle dedi “yaşı ilerlemiş” bazı hakemler için;

“Kimi sırtını bir gazeteciye dayamış, reyting yapıyor. Bazısı bir bakan ile halı saha maçı oynuyor, diğeri falanca milletvekili ile dost olmuş yemek yiyor, öteki bir kulüp başkanının ofisinden çıkmıyor. Beteri ise; başı sıkışan hatırı sayılır tanıdıklarını devreye sokuyor.”

Hiç şaşırmadım.

Futbol Federasyonu başkanı Mehmet Büyükekşi’ye çağrım; Genç hakemler hata yapar hoşgörün; fakat kendini belli noktalara konumlandırmış isimler bu ilişkilerinden arındırılmadığı sürece, en büyük zararı onlara ortaklık edenler ve Türk futbolu görür...

Bu yaraya neşter vurmanın vakti geçiyor.

Fenerbahçe eski başkanı Aziz Yıldırım, “Kaşar hakem istemiyorum” dediği vakit, eminim kendi yaşadıklarını da katıp yapmıştı bu değerlendirmeyi!

Aydınus’u plaketle uğurlayın

Bu ülkede hakemin sevildiğini, sayıldığını, arkasından iyi konuşulduğunu hiç duymadım.

30 yılı aşkın camianın içindeyim. Her kulüp, illaki hakeme bir kulp takar, eski maçlardaki hatalarını gündeme getirir, adı geçtiği vakit şikayet eder. Ülkemizde hakemliğin kaderidir, yazgısıdır.

Fırat Aydınus da onlardan biri. Türk hakemliğinde ilk kez talimat değiştirilerek görev süresi uzatılan isim oldu. Kadronun en kıdemlisi geçen sezon sonunda yaş haddinden “emekliye” ayrıldı.

Seversiniz sevmezsiniz. Futbolumuzun son 20 yılına damga vurmuş isimler arasında yer alır. Çok insan bilmez, “okumuş çocuktur”, Jeofizik mühendisliği mezunudur. Deli doludur, asidir, kafasına buyruk, biraz da tembeldir. Yıllarca taşıdığı FİFA kokartını kaybetme gerekçesi de biraz bunlara bağlıdır.

Aydınus, hakemlik kariyerini noktaladıktan sonra medyayı tercih edenler kervanına katıldı. Umarım tarafsızlığını bu kulvarda da korur. Yolu açık olsun.

Şimdi, Sabri Çelik MHK’sine naçizane bir önerim var. Hakemliğe hizmet etmiş her insan acıları, sevinçleri ve anıları ile uğurlanmayı hak eder. Bunu en iyi bilenlerden biri MHK üyesi Baki Tuncay Akkın’dır.

8 Mart hakem operasyonundan sonra çok gönül kırıldı. Böyle sürmemeli. Herkes hatalarından ders çıkarmayı bilmeli. Dolayısıyla küslükleri sona erdirmenin yolları var. Davet edin Aydınus’u 25 Temmuz’da başlayacak seminere, bir plaket ile teşekkür edin ve arkadaşları ile sarılarak vedalaşma fırsatı tanıyın.

Hatta kürsüye çıkıp bir iki kelam etme şansı verin. Lafını esirgemez, anlatacaklarından alınacak dersler olabilir.

Cemal ERSEN / Milliyet