Ülkemize özgü rekabet dönemi tüm hızı ile açılmıştır vatana millet hayırlı olsun.Önce Galatasaray'ın başına Kırıkkale tadında eski bir tüfek gelmesi ile hareketlenen futbol piyasamız geçtiğimiz hafta iki teknik direktörün açıklamaları ile iyice magazin dünyasına rakip olmaya aday hale geldi. O zaman ben de ortama uygun bir yazı yazayım ve bu iki teknik direktörü çekiştireyim.

Önce diğerine göre hafif kilolu olandan başlayalım. Tabirimi mazur görsün herkes çünkü gerçeği söyleyince bozuluyor Özat hocamız. Neymiş efendim Şenol hoca (o isim veremiyor da hadi onu biz yazalım onun yerine) saha içindeki bir pozisyonda ‘’bunları Fener’e olsa verirdiniz’’ demiş. (Demiş diyoruz çünkü Türkçe’den Türkçe’ye tercüme etsek bile hala şüpheliyiz çıkan sonuçtan).. Ben bunu duyduğumda at yalanı diye başladım cümleme de hadi velev ki Şenol hoca demiş olsun. Ne var bunda? Onca sinir stres içersinde insani bir tepki bu. Ortada küfür yok kafir yok. Hakaret yok , kimseyi incitmek yok. Bence bu noktada bir sorun yok da tüm toplumu ilgilendiren gizli birtehlike var bu olayda.Yeri geldi mi delikanlılığına laf söyletmeyen, yeri geldi mi Al Pacino yürüyüşleri atan, iki süslü laf söyleyip racon kesen hocamız yememiş içmemiş ilk gördüğü mikrafona saha da duyduklarını anlatıyor. Üstelik kendisine doğrudan söylenmiş bir hadise de yok. Dediğim gibi, burası sadece futbol , spor falan değil ülkenin tamamı için büyük sorun. Biz çocuklarımıza okulda , dışarda arkadaş ortamlarında herhangi bir olaya şahit olursanız ve bu olay kimseye zarar vermeyen sadece arkadaşlar arasında kalması gereken bir konudan oluşuyorsa aman birilerine anlatmayın yada şikayet etmeyin diye öğretmeye çalışıyoruz. Bu müzevirliğe girer, dedikoduya girer sana da yakışmaz diyoruz. Yeri gelir arkadaşını korumak zorunda kalırsın , arkadan iş çeviren durumuna düşme diyoruz.. Biz bunları söylüyoruz da TV’ye çıkıp aynı işten ekmek yiyenlerin bu şikayetlerini görünce durumu açıklamakta zorlanıyoruz.

Geçelim zayıf olana. Baştan hemen söyleyeyim, benim için Aykut Kocaman sadece fizik olarak zayıf değil teknik direktörlük konusunda da çok yetersiz. Kendisini çok iyi bildiğimi düşünüyorum. Benim gibi o da Levent’li ve benden bir jenerasyon büyük. Bölgesel amatör kümelerde top oynadığım yıllarda onun ve Gökhan Keskin’nin bizim çevremizden çıkması ile gururlanırdık. Genç yaşlarda jimnastik şampiyonlukları var. Hatta Yeni Levent Lisesinde bir gün krampon ile salondaki beden dersine katıldığında kayıp düşüp kolunu kırmışlığını da iyi bilirim. Daha sonrası ver elini Adapazarı. Sakarya’da profosyonellik ile beraber maaile o ile göç. Müthiş bir aileden geliyor çünkü o zamanlar kendi gibi baba da hasta Beşiktaş’lı. Ama sevdalar bir türlü kesişmiyor başka bir camia’da gol kralı oluyor. Buraya kadar herşey normal. Ama iş idarecilik tarafına geçince Aykut Kocaman’da bazı eksiklikler baş gösteriyor. Önce İstanbulspor’da 2004 yılında daha sonra açıklığa kavuşan teşvik primi olayı ardından Ankaraspor’da gelen başarız dönemler onu saha kenarından masa başına idari menajerlik tarafına evrilmesine sebep oluyor. Sonra da hepimizin hatırladığı Daum’a yapılan ‘’mobbing’’ ile tekrar kulubeye geçiş. Peşine malum hadiseler ve Konya’da insanları hayattan bezdiren bir futbol anlayışı..Aykut Kocaman tilki gibi bir golcü idi yani akıllı adam. Baktı şimdiki takımdan ümit yok sezon başı camia etkisine güvenerek yaratmaya çalıştığı goy goy rüzgarı da esecek gibi değil o da başladı Ümit arkadaşı gibi at yalanı metoduna. Neymiş bu hakemler ile Fb şampiyon olamazmış. Hem de bunu bana göre haksız penaltı ile aldığı maçtan sonra söylüyor. Sanki bu hakemler ile Beşiktaş’ı evinde mağlup edip tekrar nefes almamışlar gibi. Dedik ya akıllı adam, mağduru oyna aradan sıyrıl. Tam da bu noktada söylemessem çatlarım, tarzını ve idare yöntemini çok beğenmesem de eski Fb başkanlarından Ali Şen’i takdir etmemek elde değil. Seni şampiyon yapan golü atanı 1 hafta sonra kapıya koy. Nefis analiz ,büyük öngörü.

Neyse bu kadar dedikodu yeter. Bursa maçı var Beşiktaş’ın. İnşallah takım kazanırken Talisca atacak ve attıracakları ona bir ton laf eden beni utandırmaya devam etsin. İyi futbol , kötü futbol dan ziyade ortaya karakter konsun, inanç konsun. Başlayan oyunlara kimse kafayı takmasın. Hocası , oyuncusu hedefe kilitlensin. Dürüst, kaliteli , coşkulu oyun oynansın. Unutmasın kimse, rakip kendi sahasında oynadığı Fb ve Başak maçlarındaki pamuk şeker olmayacak..Kendi taraftarının ateşlemesi ile çok saldırgan olma ihtimalleri kuvvetli. Yüksek konantrasyon ve sabırlı başlamak en doğrusu bence. Doğru zamanda bulanacak bir gol maçın yarım kalmasını sağlayacak golleri de getirebilir.

Tüm Karakartalların gönlünden geçen olsun..

BÜLENT BİLİRGEN / HABER1903