ABONE OL

Tek merkeze karşıyım

Sevgili Şansal’ın (Büyüka) kalan sekiz haftayı İstanbul merkezli dar bir alanda sıkıştırılmış bir “turnuva” ile tamamlama önerisine maalesef katılamıyorum. Süper Lig gibi karışık ve kararsız bir sıralama durumundaki ortamda adaleti sağlamak kolay olmaz. Otellere hayat verebilecek bir proje, kabul. Ama aynı zamanda seyircisiz de olsa deplasman ve iç saha statüsünün kullanılması gerekir. THY yakında uçuşlara başlayıp takımlara özel tarifelerle özel uçak sağlayabilir. Daha adil bir lig oynanır. Diyelim ki Süper Lig öyle oynandı… TFF1.Lig’i ne yapacaksınız?

Bir Aybaba projesi: “Küme düşmeden 6 yıl”

Beşiktaş’ın unutulmaz kaptanlarından biri… En büyüğünden en küçüğüne onlarca kulüpte çalışmış. Zamana ve çağa ayak uydurup kendini geliştirmiş. O yüzden işte, futbolumuzda yeni bir antrenör kuşağı yetişirken, Samet Hoca da yoluna devam etmiş.

Geçen hafta “koronavirüs” sohbetine kaptırdık kendimizi… Yönetici sınıfının futbola yabancı çevrelerden geldiği için futbolu yönetemediğini anlattı ve “Biz futboldan gelenler daha çok söz ve fikir sahibi olmalı, sorumluluk üstlenmeliyiz” dedi.

2025-26 sezonuna kadar...

Samet Hoca, üç ay önce Türkiye Futbol Federasyonu’na bir öneri sunmuş. Amacı liglerde oynayan yabancı sayısını 4’e kadar indirmek, alt yapıdan yetişen ve takımda forma giyip zaman alan oyuncu sayısını yıldan yıla artırmak. Aybaba “ 2020-21 sezonunda başlayıp 2025-26 sezonunda sona erecek yeni bir programla küme düşmeyi kaldırarak yapısal reformlarla bir sıçrama sağlayabiliriz” diyor. Keskin hedefleri ve cesur hamleleri olan bir öneri paketi. Bu projenin tartışılma olasılığı var mı? Maalesef yok! Çünkü herkes her şeyi biliyor ve kimse kimseyi dinlemiyor!

Take it easy... Boş ver, aldırma!

Beşiktaş’ın unutulmaz kaptanlarından biri… En büyüğünden en küçüğüne onlarca kulüpte çalışmış. Zamana ve çağa ayak uydurup kendini geliştirmiş. O yüzden işte, futbolumuzda yeni bir antrenör kuşağı yetişirken, Samet Hoca da yoluna devam etmiş.

Geçen hafta “koronavirüs” sohbetine kaptırdık kendimizi… Yönetici sınıfının futbola yabancı çevrelerden geldiği için futbolu yönetemediğini anlattı ve “Biz futboldan gelenler daha çok söz ve fikir sahibi olmalı, sorumluluk üstlenmeliyiz” dedi.

Samet Hoca, üç ay önce Türkiye Futbol Federasyonu’na bir öneri sunmuş. Amacı liglerde oynayan yabancı sayısını 4’e kadar indirmek, alt yapıdan yetişen ve takımda forma giyip zaman alan oyuncu sayısını yıldan yıla artırmak. Aybaba “ 2020-21 sezonunda başlayıp 2025-26 sezonunda sona erecek yeni bir programla küme düşmeyi kaldırarak yapısal reformlarla bir sıçrama sağlayabiliriz” diyor.

Keskin hedefleri ve cesur hamleleri olan bir öneri paketi. Bu projenin tartışılma olasılığı var mı? Maalesef yok! Çünkü herkes her şeyi biliyor ve kimse kimseyi dinlemiyor!

Türkiye Futbol Federasyonu bir karar aldı. “Şimdilik” kaydıyla ligleri 12 Haziran’da başlatmayı planladıklarını bildirdi. Vaay!.. Sen misin niyet gösteren! Maç oynanmadığı için işsiz (!) kalan, istedikleri gibi onlarca saat hakemi asıp kesemeyen muhteşem ahkam ehli, Sağlık Bakanı Koca ile TFF Başkanı Özdemir arasında polemik fitilini ateşleyiverdi. Spekülasyonlar, uçuk sesler sürekli Özdemir aleyhine birbirini izledi.

Üzücü, umut kıran bir tablo oluştu. Gördüm ki TFF Başkanı’nın da kimyası bozulmuş, Sağlık Kurulu Başkanı’nın da. Oysa dürüstçe görevlerini yaparak, UEFA’nın takvimine uyarak oyuna dönüş koşullarını hazırlıyorlar. Boş versinler, işlerine baksınlar, diyorum. Bu insanlara haksızlık edildiğini düşünüyorum. Ama bazıları “oyun”a değil “kavga”ya talip. Hava alırlar.