Cem Dizdar Fanatik'teki bugünkü yazısında Beşiktaş'taki yeni dönemi yorumladı. 

İşte Cem Dizdar'ın bugünkü yazısı:

Öyle diyordu şarkı; “Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun...” Ülke futbol ekonomisiyle ilgili gerçekler tüm yalınlığıyla ortadayken transfer döneminde Beşiktaş ile ilgili haber okuyamayan taraftarlar geriliyordur kuşkusuz. Ancak en az onlar kadar gergin biri daha vardır; Abdullah Avcı. Kimle antrenman yapacak, kim gelecek, kim gidecek gibi sorularla belki de ilk kez yüzleşiyor Beşiktaş’ın yeni hocası. Ki, bunun devamı da ‘Ödenemeyen futbolcu ücretleri’nin çıkaracağı farklı sorunlarla büyüyecek gibi görünüyor. Yakın geçmişte geleceği düşünmeksizin her vurup harman savurarak ‘buharlaşan para’lardan söz etmek kimilerince düşmanlık sayılıyordu. Ancak bugün eski yöneticilerden Mesut Urgancılar, “Alacaklılar kulüpte muhatap bulamıyor” diyorsa konu el yakan boyutu aşmış olmalı.


Pahalı transfer dönemi kapandı


Yine de Beşiktaş çaresiz değil. Geçmişte kendi deneyip başardığı ‘öz kaynak düzeni’ ile ‘Feda sezonu’ ya da geçen sezon Trabzonspor’un imrenilecek tutumu çözüm için en elzem yoldur. Bakmayın siz havalarda uçuşturulan transfer haberlerindeki paralara... Bu ülkede pahalı, sükseli transfer dönemi kapandı. Abdullah Avcı, Fenerbahçe alt yapısında oynarken Merih Demiral için o günlerde ne dediyse Beşiktaş’ın rotası da bugün bu olmalı. Ljajic, Burak, Atiba tipi oyuncuların etrafına örülecek gençleştirilmiş ve düşük maliyetli -yerli yabancı fark etmez- bir takım kurmak ve hatta kimseye kulak asmadan Necip ve Oğuzhan’ı da destek oyuncular olarak kullanmak...


Gençleşmiş kadroyla...


Genç ve düşük maliyetli iyi oyuncu sayısını artırabildiği kadar artıran takımlar düşülen bu çukurdan en çabuk çıkacak takımlar olacaktır. Elbette futbol aynı zamanda bir sonuç oyunu da. Sonucu almak için yenilenmiş ve gelişmiş oyun modelleri şart. İyi bir takım oyunu her yönüyle oynayan takımdır. Abdullah Avcı da bu işin altından kalkacak ideal hocalardan biridir. Bu doğru ve önemli bir başlangıç. Beri yandan Beşiktaş kültürü gençleştirilmiş kadroya en ideal ortamı sağlayacaktır.


Sahip çıkmak gerek


İlk on haftadaki olası olumsuz sonuçları göğüsleyebilmek başta, takımın her bireyine sahip çıkmak bir görevdir. Elbette tribün bunu yaparken yöneticilerin de geçmişteki kibirli, üst perdeden konuşan dilden süratle uzaklaşması gerekir. Taleplerini dile getiren ve kulüpteki olumsuzluklara dikkat çeken insanları “bir grup taraftar” diyerek küçültücü yaftalara kalkışmak sor:unların çözümünü ya da üzerlerinin örtülmesi konusunda fayda sağlamaz. Evet, Beşiktaş bir çok takım gibi maddi olarak zorda. Lakin sorunların üstesinde gelmek için her hattıyla kolektif davranmak zorunluluktur. Kimse kimseyi dışlamadan, eleştirilerden faydalanarak kazanmak için var gücüyle oynayan ama kazanamadığında da dünyayı sahadakilere zehir etmeyen bir tutum... Çıkış buradadır.

Cem Dizdar - Fanatik