Eyyyyy kokartlı-kokartsız kardeşlerimiz...

Sırf siz rahat edesiniz, hatasız düdükler çalasınız diye VAR sistemi getirildi ülkemize...

Allah daha çok versin, gözümüz yok; iyi de kazanıyorsunuz...

Ama sistemi kullanmaya gelince, maşallahınız var, ortalarda yoksunuz!

Arda Kardeşler, FIFA kokartlı... Acemi değilsin, tecrübelisin, ama yönetimin malesef aynı paralelde değil bence...

VAR merkezinde ise Erkan Engin gözüküyor. Bize gelen isim o; tanımam-etmem...

Böylesi kritik bir maça Erkan Engin’i vermenin doğruluğunu bize kimse anlatamaz.

Maçın ilk yarısını yok sayıyorum. Çünkü keyif veren, futbol kalitesi sıfırın altında sıfır olan mücadelede sadece iki pozisyon vardı, hepsi o kadar!

Gelelim hakem cephesindeki iki kritik pozisyona... Biri genç Emirhan’ın üzerinde adeta tepinen, sırtına tekmeyi indiren Djilobodji mücadelesi...

Pozisyon, ceza alanı içinde, bana göre buz gibi penaltı...

Üstelik Arda Kardeşler’in burnunun dibinde... Sanırım arkadaşın gözlerine perde indi o sırada!

Hadi süzemedi. Ya VAR’daki arkadaş... Tık yok!

Diğeri tam anlamıyla skandal ötesi... Köşe vuruşunda Vetrih, kasıtlı olarak kramponuyla Batshuayi’nin tarak kemiğine basıyor, ne orta hakem ne VAR, meydanda yoklar!

Efendim topsuz alan... Ne fark eder ki?

Hadi Kardeşler göremedi, VAR’daki arkadaş sende mi görmedin? Görmüyorsan, orada ne işin var?

Vetrih’in hareketi sportmenliğe aykırı, yaralıyıcı... Ne yani tarak kemiği mi kırılacak? O zaman mı devreye VAR girecek?

Direkt kırmızı... Hadi ordan!

Acaba VAR odası boş muydu, orada kimse yok muydu?

Haaa meğer varmış, o da Larin’in attığı goldeki ofsayt pozisyonunda ortaya çıktılar. Peki daha önceki iki ‘kritik’ pozisyonda neredeydiniz?

Konuk takımın dokuz eksikle İstanbul’a gelmesi, elbette handikap...

Demem o ki, savunmaya kapanmaları, zamana oynamalarından doğal ne olabilir? Mazeretleri var, geçerli...

Böyle kapanan rakibi elbette, ayağa paslar ve çok adamlı ofansif girişimlerle açabilirsiniz. Bu durumlarda bir ‘çilingir’ aranır genelde!

İkinci yarı tempo ve futbol kalitesi bir tık yukarı çıktı, keyif aldık. Dakikalar ilerledikçe sıkışan oyunu açma adına Kartal, oyuncu hamleleriyle vites yükseltti, daha çok rakip kalede gözüktü.

Ne var ki, Beşiktaş, yüklendiği anlarda kalesinde tehlikeler yaşamadı değil... Neyse ki Ersin, kalesinde çok dikkatli... En az iki net pozisyona geçit vermedi.

Evet, Kartal aradığı ‘çilingiri’ 67’de buldu... O ana kadar kapanan savunmaya bir türlü aşamayan Ghezzal, klasik pozisyonu yakaladı, nefis vurdu, Günay tokatladı, kısa düşen topu Batshuayi gelişine sol ayağının içiyle kaleye gönderdi.

Hani, iyi futbol mu, yoksa üç puan mı? Keşke ikisi de bir arada olsa, tadına doyum olmaz. Ama gerçek; kötü oyna, üç puanı nasıl kazanırsan kazan...

Bilal MEŞE / Milliyet