Demirkol'un öne çıkan tespitleri şöyle:

ORTADA FAUL BİLE YOK... SONUCUNDA KIRMIZI ÇIKACAKSA VAR MÜDAHALE ETMELİ 

Rosier'in ikinci sarı kartının pozisyonunda... Eğer kırmızı kart çıkıyorsa, VAR ikinci sarı karta müdahale etsin... Çünkü işin sonucunda ikinci sarı karttan kırmızı kart çıkıyor ve haksız yere adam atılıyor.

İkinci sarı karta müdahale edilsin abi, öyle bir şey olmaz. Böyle saçmalık olmaz. Ama sarı kartlık bir pozisyonsa, sarı karta müdahale edilmesin tabi. Ama ortada faul bile yok ya. Hakem onu faul olarak görmüş olabilir. Yani adam kopmaya çalışırken düşürdü olarak görmüş olabilir o akış içinde. Ama öyle değilse müdahale et. Çünkü burada yorum filan yok. Burada faul yok.. Ona müdahale edilmeli.

Yani, bu kural değişmeli. Değişecek de zaten. Sen adamı maçın 19'uncu dakikasında dışarı atıyorsun. "Aa, napayım, öyle değildi, böyleydi" falan. Olur mu ya? Olacak iş mi yani? Eğer yorumluk bir şey değilse ve kırmızı kart çıkacaksa müdahale edilmeli görüşündeyim.

TEMPOLU OYUNDA İŞİ DEĞİŞTİREN OYUNCU OLDU

Emirhan'la ilgili olarak, beklenti gittikçe yükseliyor. Oyun içerisinde mesela; Josef'in golü öncesi topu terse atıyor. O, çizilmiş bir pozisyon... Emirhan tabii ki onu büyük bir beceriyle yapıyor. Bu, bu oyundaki Valerien Ismaël'in istediği pozisyon.

O, oyun otomatiği içinde gelişiyor. Yani oyunun sağdan sola hızla boşluğa doğru değişmesi, çizilmiş bir oyun da olsa bunu uygulayabilmek bu yaştaki bir yerli oyuncu için önemli bir şey. Becerili bir oyuncu...

Mesela Emirhan'ı normalde görsen dersin ki "Bu, iyi pas yapan takımda iyi oyuncu". Hayır... Onda da iyi oynar ama tempo oyununda da, yüksek ritimli oyunda da işi değiştiren oyuncu oluyor. Umuyorum üzerine koyarak devam eder.

Galiba bir ara çalışmasıyla ilgili sorun vardı. Değişmiş gözüküyor. Ama bu tip oyuncularda dalgalanma çok sık olur. Çok çabuk sıkılabilir. Sergen vari sıkılmalar olabilir. Umuyorum olmaz.

Çünkü bu sezonu ve önümüzdeki sezonu iyi geçirirse, gidebileceği yer hakikaten önemli. Değişik bir futbol zekası var. Bir de, 10 numara çok kolay yetişen bir şey değil. Bulamıyorsun artık... 10 numarayı iyi oynayabilir. 

BÖYLE BİR ŞEY DNA'NA KAZINDIĞI ZAMAN ARTIK İŞ KOLAYLAŞIYOR

Emre, zaten hep sitayişle bahsedilen bir oyuncuydu. Hatta, Ersin'in satılma haberleri çıkarken de Beşiktaş tarafında çok fazla bir endişe yoktu. Göztepe maçı net bir test midir bilmiyorum ama zaten senelerdir hep iyi şeyler söylendiği; Sergen Hoca da hakkında çok iyi bahsettiği için bir sorun yoktu. Ve bu maçtaki güvenini de görünce... 

Çünkü, Beşiktaş'ta şöyle bir pratik de oluştu: Bir anda, ne olursa olsun Şampiyonlar Ligi finali oynamış kaleciden Ersin'e verdi kaleyi.  Bir anda genç çocuk girdi kaleye. Ve şampiyon oldu. Ve böyle bir şey DNA'na kazındığı zaman artık kolaylaşıyor. Çünkü seyirci artık "Ya, şurada adam gibi kaleci var, alsanıza" demiyor. "Ya oldu, gene olur" diyor..