EN AZ HASARLA ATLATMAYI DİLİYORUM
Kaybettiğimiz bütün vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin. Geçtiğimiz Pazartesi babamı koronavirüs şüphesiyle hastaneye kaldırdık, çok şükür sonuçlar negatif çıktı. O paniğe şahit oldum. Allah hepimize sağlık versin. Bu süreci de en az hasarla atlatmayı umuyorum.

Aslında yüzücüyüm, birkaç yarışa hazırlanıyordum hepsini çöpe attık. Evde antrenmanlar yapıyoruz. İnsan her şeye adapte oluyor, inşallah sonu iyi olur.

FUTBOL EKONOMİSİ DURDU
Bu süreç nasıl bitecek, şu an bunun cevabını kimse veremez. Ben şunu öngörüyorum diyen de çok gerçekçi değildir ama spor ekonomisi nasıl devam edecek bunu kestirebilmek çok zor. Ligler Haziran'da bile başlasa aynı performansı beklemek hayalcilik. Uzaktan antrenmanlarla fiziksel antrenman asla aynı etkiyi yaratmaz. Maçların oynanmamasıysa ekonomiye darbe olacak. Bugün dünyadaki spor ekonomisi senelik 500 milyar dolar. Bu çark durdu şimdi. Bütün gelirler durdu. Yayın gelirleri, gişe gelirleri, maç günü elde edilen diğer gelirler… Tamamen belirsizliklerle dolu bir dönem. En az hasarla sonu iyi gelsin dileyelim.

BEŞİKTAŞ’A KIRGINLIĞIM SÖZ KONUSU OLAMAZ
Beşiktaş'a kırgınlık, küskünlük diye bir şey mevzubahis olamaz. Ben bu kulübün içinde doğdum. Bu kulüpte sporculuk yaptım, yönetim kurulu üyeliği yaptım, şimdi Divan Kurulu üyesiyim. Kulübe kırgınlığım olamaz fakat Fikret Bey döneminde kulübe çok yakın değildim. Yönetim felsefelerimiz çok yakın değildi. Bunu defalarca da deklare ettim. O dönemde ypılan işler de haklılığımızı ortaya koyuyor. Hürser Bey'in Fikret Orman’a karşı girdiği seçimde kendisiyle birlikte hareket ettim. Ahmet Bey'i çok severim, çok kıymetli bir insandır. Serdal Bey'i tanımam. Bu seçimde Beşiktaş’ı farklı bir mantalitenin yönetmesi gerektiğine inandığım için Hürser Bey'le hareket ettim. Seçimi kazanamayacağımızı bilerek de olsa bir duruş sergilemek istedim. Camiaya kırgınlığım olsa bu seçime girmezdim. Şimdiki yönetim de bizden ne isterse yardımcı oluruz, onlar da biliyor bunu.

ŞİMDİKİ YÖNETİM ESKİ YÖNETİMİN UZANTISI
Beşiktaş taraftarı kendi gönlünde Fikret Orman'ı değerlendirdi. Ben Fikret Orman'ın yerinde olsam çıkar söylenenlere karşı dava açarım. Kulüp adli süreci başlattı ama nasıl başlattı? Bu seçime niye girdim yine başa geliyorum. Şimdiki arkadaşlar eski yönetimin uzantısı. Bundan Beşiktaş zarar görüyor.

YÖNETİMİN EN DOĞRU İŞİ…
Ligin başlayabileceğini tahmin etmiyorum. Başlarsa da Haziran ayında haftada iki maç nasıl olacak bilmiyorum. Yapılsa bile o takımlar bildiğimiz takımlar olmayacak. Gordon zamanında Mart'ta düşerdi Beşiktaş, 2 sene şampiyonluk kaçtı. Sonraki sene bu ayarlamayı yapabildiler 3 şampiyonluk geldi. Seneye Sergen Hoca ve 3-4 transferle ben Beşiktaş'tan çok ümitliyim.
Yeni yönetimin yaptıkları en doğru hamle Sergen Hoca’yı getirmek. Onun dışında olumlu ya da olumsuz değerlendirilebilecek bir icraatları olduğunu düşünmüyorum. Böyle krizler çok fırsatlar getirir. Beşiktaş gelir arttırabilecek çok iş yapabilir. Oyuncularını kullanabilir, müzesini kullanabilir, stadını kullanabilir, e-spor takımı daha iyi kullanılabilir. E-spor takımının kurulması çok doğru, orası çok iyi bir gelir kalemi olabilir ama oranın da yönetimi yanlış. Büyük krizler her zaman yeni fırsatlar doğurur. Beşiktaş'ın bir dijital ekosistem kurup bunu büyütme şansı var. Dünya başka bir yere gidiyor. Yönetimin önünde yeni işler yaparak dünyayı yakalayıp kulübün burnunu başka yönlere çevirme şansı var. Belki de yapıyorlardır bilmiyorum. Boş işlere çok enerji sarf ediyoruz, bundan kurtulmamız lazım.

DEVLET OLİMPİK SPORLARA DESTEK OLMALI
Amatör branşlar konusu kulüplerin sponsor bulup ayakta tutacağı noktayı aştı. Bu işte devletin bir stratejisi olmalı. Devlet futbola değil, olimpik sporlara destek olmalı. Bütün statlar devletin. Futbol artık kendi ekosistemini kurdu. Devlet artık olimpik sporlara destek olmalı. Böyle yaparsak hem ülkemiz için sporcular yetiştirir, hem de kulüplerin üstündeki yükü almış oluruz, futbol da iyi yönetilmek durumunda kalır. Amatör branşların yükünü devlet aldığı zaman yönetimlerin elinde sadece futbol kalacak. Bütün enerjiyi, konsantrasyonu buraya vermiş olacağız. O zaman futbolda da daha profesyonel, kurumsal bir yapıyı inşa edebileceğiz.

ŞAFAK MAHMUTYAZICIOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI
Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun açıklamalarıyla ilgili süreci yüzeysel olarak takip ettim. Ben bu kulübün her yerinde yaşadım. Bu kulübün sporcusuydum, Yönetim Kurulu üyesi olma onurunu yaşadım, şimdi Divan üyesiyim. Bu konuların sosyal medya üzerinden vıcık vıcık konuşulmasından rahatsızım, ayıplıyorum. Bahsedilen şeyler hem kulüp, hem bu insanlar için çok onur kırıcı. Normalde büyük davalar açılması lazım. O bunu ispatlasın bu bunu ispatlasın yok böyle bir şey. Burası Beşiktaş kulübü. Bir mağduriyetiniz varsa mahkemeye verin. Bu insanlar zaten yöneticilik göreviyle onurlandırıldıklarına göre çok seçkin, değerli insanlar. Bunun yeri sosyal medya falan değil. Divan kurulunda veya mali kongrede konuşulmalı bunlar. Yönetimin söyleyeceği bir şey varsa medya önünde yapmamalı. Kim haklıysa mahkemeye başvursun. Böyle büyük bir kulübe bu konu hiç yakışmıyor. Kapanmalı bir an önce.

İŞ DÜNYASI VE SPOR YÖNETİCİLİĞİ ÇOK FARKLI
Ali Koç - Fenerbahçe birlikteliği Ali Koç tarafından çok farklı oldu. İşadamlığı ve futbol çok farklı iki dünya. Liderlik bir insanda doğuştan ya vardır ya yoktur. Olanlar zaten tarihte yerini alıyorlar. Ali Koç bunun en iyi örneği oldu. Ben 30 yaşında bu duyguyu yaşadım. Kulüp yöneticiliği o kadar farklı ki… Sırtınızda milyonlarca insanın sorumluluğunu hissediyorsunuz. Alacağınız kararlar çok büyük kitleleri etkiliyor. Ahmet Bey bence bu camiayı toparlayabilecek bir insan, o babacanlığı var, bu kalitede bir insan. Burada iletişim olayının ciddiyeti ortaya çıkıyor. İletişim işi trollere, çoluk çocuğa bırakılacak iş değil. Onu bunu keserek, doğrayarak iletişim yaparsanız hiçbir şekilde başarılı olma şansınız yok. Kulübün iletişim alanında da vizyoner bir yaklaşımla kendini yenilemesi lazım. Çağ dijitalleşme çağı. İletişim de başka bir yere gidiyor. Dünyayı takip ederek aynı anda reaksiyon almalıyız. Bu süreç hassas bir süreç. Umarım belirsizlikler ortadan kalkar ve güzel günlere hem kulüp hem ülke olarak, hem de bütün insanlık olarak birlikte gideriz. 

FİKRET ORMAN DÖNEMİNDE ÖLÇÜ KAÇTI
Fikret Orman yönetiminde ölçü kaçtı. Taraftar grubu kisvesi altında rant elde eden gruplarla Beşiktaş taraftarını ayırt etmek lazım. Bunlara aynı muameleyi yaptığınız zaman sevilmezsiniz. Bu çok ince bir çizgi. Ben Amerika'dayken Beşiktaş deyince adam Türkiye'yi bilmiyordu, Beşiktaş taraftarını biliyordu. Taraftar bu kulübün en önemli simgesidir.

Fikret Orman dönemiyle ilgili soru işaretlerinden kastım sadece şaibeler değil. Ben de televizyonculuk yaptım. Tematik kanal çok zor bir iş Türkiye'de. 10 tane ana kanal var, 100'ün üstünde de irili ufaklı kanal var. Bu televizyonların kurulma vizyonu 25 sene önceydi. O iş kapanalı çok oldu. Beşiktaş TV çok önceden yeni bir sisteme evrilmeliydi. Haydi bunu açık tuttun, kapatmadan bir sene önce HD yatırım yaptın, bu ciddi bir maliyet. Kapatıp dijital platforma geçecektin, bu masraflar niye yapıldı? Bunun iki yolu var. Ya işbilmezsin, ya da kasten yapıyorsun. Fikret Orman yönetiminin suçlanması sadece bu şaibeli işlerden dolayı değil. Ortada çok ciddi işbilmezlikler var. Bu işleri yapan insanlar rica ediyorum konuşmasınlar artık. Herkes iyisiyle kötüsüyle hizmetini etti. Söyleyeceğimiz bir şey varsa kongrede, divanda söylüyoruz. 

DİVAN KURULUNDA DEĞİŞİM ŞART
Divan kuruluna 1,5 ay önce mazbatamı almaya gittim. Daha ilk gidişimde gördüm ki bizim divan kurulunda güncellemeler yapmamız lazım. Senede üç kere bir araya gelmek kabul edilemez. Ayda bir, altı haftada bir bir araya gelmesi lazım. Bunun isimleri değişir; istişare toplantısı olur, durum değerlendirmesi olur, daha sık bir araya gelmek lazım. Divan Kurulu’nun denetim görevinin yanı sıra projeler yapması lazım. Proje üretmek sadece icra makamından beklenmemeli. Divan Kurulu da üretime katılabilir. Bir şeylerin değişmesi, güncellenmesi lazım. Orada temel bazı sorunlar ve dışarıdan girip baktığın zaman görülebiliyor. Bu gözlemlerle birlikte üzerinde çalıştığım bazı projeler de var. Bunları bir sonraki toplantıdan önce Tevfik Bey'le de konuşacağım. 

BAŞKAN TEK BAŞINA SEÇİLMELİ
80’ler, 90’larda İnsanlar medyatik olmak için kulüplere yönetici oldu. Kulüpler insanların tanınmaları için kullanıldı. Futbolla hiç alakası olmayan iş insanları kulüplerin yönetimine girdiler. Sonra kulüplerin zorluklarını görünce işin o zorlukları kalmıyor. Yöneticilerin de isimleri bile unutuluyor, yıllar sonra çok azı hatırlanıyor. İnsanlar bu zorlukları görünce bakıyorlar ki öyle bir popülarite de yok, arkalarında enkaz bırakıp gidiyorlar. Futbol kulüpleri bu yüzden bu hallere geliyor. Bence başkan seçilmesi lazım, seçilen başkan kongre üyeleri arasından ekibini seçsin. İnsanlar kaybedecek ekipte olmak istemiyorum diyor. Bana desen ki başkanlık seçimine gir yönetimini seç, işim çok daha kolay olur. Bence camia içinde başkanın seçilmesinin konuşulması lazım. Başkan tek başına seçilip kongre üyeleri arasından kendi yöneticilerini seçmeli. Kavbedecek yönetimde olmak istemiyorum diyerek camiaya hizmet etmekten uzak kalan çok değerli insanlar var. Bunu tartışmamız lazım.
Doğru yöneticilerin gelebilmesi için gelen insanların bedel ödemesi lazım. Herkes kendine yakın, kontrol edebileceği isimleri getiriyor. Futbol şirketleştiği zaman başkan her şeyden sorumlu olacak. Bütün gelir ve giderlerden, kâr zarardan yönetim sorumlu olacak. Olimpik sporlara devlet desteği gelirse futbolda bu yapı daha kolay oturacaktır. Bu sistemin baştan değiştirilmesi lazım. 

YENİDEN YÖNETİMDE GÖREV ALACAK MI?
Yaşadığımız tatsız süreç sadece Beşiktaş ya da spor kulüpleri için değil, bütün şirketler için birçok şeyi değiştirecektir. Kulüpler bu aşamada doğru hareket edebilirlerse bütün denge değişecek. Bugünkü Beşiktaş yönetimi pragmatik olduğunu iddia ederek geldi, işte bunu göstermeleri için fırsat. Ben şu koşullarda yönetimde olmak isterdim. Böyle bir dönemde projeler çok daha rahat harekete geçirilebilir, radikal kararlar çok daha rahat alınabilir. Biz orada değiliz ama kulübün içinde genç. değerli insanlar var. Gerçekten orada olmak isterdim. Bu arkadaşlar bu yenilikleri görmeli, dünyayı takip etmeli ve Beşiktaş’ı buna göre yönlendirmeli. Ben 30 yaşımda Beşiktaş’ta yönetici olarak görev alma şerefine nail oldum. Bir daha oralara dönersem vizyonu benimle uyuşabilecek en az 10 kişi olması lazım, tam anlamıyla yenilikçi düşünen bir oluşum olması lazım ama kulübe katkı yapmam için yönetimde olmama gerek yok. Yönetime kim gelirse gelsin biz onların yanındayız. Makam mevki geçicidir, kalıcı olan Beşiktaş’tır. 

HABER1903
Haber 1903'ün adının neden Duhuliye olduğunu daha bugün öğrenebildim.  Muhalif de durabilirsiniz yakın da durabilirsiniz. Yalan yazmadıkça, iftira atmadıkça ne isterseniz yapabilirsiniz. 2020 yılındayız, sansür kabul edilemez. Sitenizi kapatmak istiyorlarmış diye duydum, hayatta inanmam böyle bir şeye. Ahmet Bey'in bunu bilerek yapacağını düşünmem. Burada bulunan insanları da tanıyorum. Bu insanların işlerinde ne kadar titiz ve başarılı olduklarını da biliyorum. Umarım en yakın zamanda sulh içinde bir çözüme ulaşılır, bu iletişimsizlik ortadan kalkar. Kulüp böyle bir dönemde işine odaklanmalı, icraatlarının da arkasında durup Beşiktaş için doğru şeyler yaparak, doğru projeler üreterek bunun iletişimini yapmalı. 

BUGÜNLERİ ATLATACAĞIZ
Bu dönem sıkıntılı bir dönem olarak gözükse de değişim olarak büyük potansiyel var. Olumlu bakmak lazım, inşallah bugünleri de atlatacağız. Kaybettiğimiz vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına sabır diliyorum.

Duhuliye.com