İlk devrenin ağırlıklı aksiyonu ilk 10 dakikada gerçekleşti. 'Başrol'ün Larin’de olduğu üç pozisyon... Çizgiden top çıkarma, ofsayttan kaçamayıp gole neden olma ve Batshuayi’nin kaçırdığı penaltıyı yaratan pozisyonda olma.

Ancak daha önemlisi tribün davranışındaydı. İnsan izlemek istemediği bir maça neden gider ki? Sahaya atılan onca maddeden biri Mert Hakan ya da İrfan Can’a zarar verse maç iptal! Eee neden gittiniz o zaman maça?

İlk devre notlarımda şunlar var; uzun pası hariç Rıdvan’ın rastgele ortaları... Emirhan’ın büyüklerine uyarak hakeme itiraz korosuna katılması...

Maçın başında Ghezzal’ın Zajc’tan yediği ve gol değil ama pozisyona yol açan çalımı... Zajc’ın uzun pasının ters yönde koştuğu için İrfan Can’ın ters ayağına gelmesi... Ve elbette maç gereksiz yere o kadar durdu ki, takımlar için oyunu kurgulamak mümkün olamadı...

Sıkıntıya soktu

Beklediğimin aksine ilk 10 dakika hariç maç 60’lara kadar Beşiktaş’ın belirlemeye çalıştığı tarzda geçti. Sonrasına özellikle geri kaçan Luiz Gustavo’nun kurgulamaya çalıştığı organizasyonlarla maçı dengeye getirir gibi oldu. Ancak maçın başından bu yana kıra döke oynayan Welinton neredeyse her savunma hamlesinde faul yapıp işi duran toplar açısından sıkıntıya sokup durdu.

Neticede 70 ve 75’lerde yapılan değişiklikler oyunun zaten olmayan ritmini iyice bozunca maç 'Hata yapan kaybeder'e döndü. İkisi de çok ciddi hatalar yapmayınca harareti olsa da futbolu düşük maç öylece bitti.

Maç bitimi Valerien Ismael sahaya girip takım ve futbolcu ayırmaksızın kucaklaşmalar yaşarken sahaya onca şey yağdıranlar kendi hallerine dair bir şeyler düşündü mü acaba?

Cem DİZDAR / Fanatik