İşte Beşiktaş’ın genç oyuncusu Rıdvan Yılmaz’ın samimi röportajı:

Futbola nasıl başladın?

Tolgacan ağabeyim sayesinde futbola başladım. Kendisi okul takımında oynarken takımın hocası ağabeyimi futbola yönlendirdi. Babam onunla birlikte beni de idmana götürdü. Annem fiziğimin küçük olması sebebiyle “hocam Rıdvan’da bir ışık yoksa biz onu alalım. Futbola ağabeyi devam etsin, Rıdvan’da okuluna devam etsin” dedi, bunun üzerine antrönerümde anneme “Tolgacan’ı alın Rıdvan devam etsin” dedi. O günden sonra antrenmanlara devam ettim

Beşiktaş Futbol Akademisine nasıl girdin? Bize biraz Beşiktaş Futbol Akademisi’nden bahseder misin?

SOL BEK OYNAMASAYDIM ŞU AN BURADA OLMAZDIM

Spor okulundaki antrenörüm Beşiktaş’a yönlendirdi ve beni Beşiktaş ile antrenmanlara çıkaracağını söyledi. Henüz sekiz yaşında Beşiktaş ile antrenmanlara çıktım. Antrenmanlara çıkarken 1999 grubu vardı 2000 veya 2001 doğumluların olduğu bir grup olmadığı için kendimden 2 yaş büyüklerle oynadım. Antrenmanın sonunda kulüp antrenörlerinden Haluk Duranoğlu geldi ve “seni Beşiktaş’a alayım mı?” diye sordu, ben de “beğendiyseniz alın” dedim. O zaman imkanlar şimdiki gibi değildi. Yollar uzun ve maddi durum iyi değildi. Zor günler geçirdik. Ama son zamanlarda çok büyük bir gelişim oldu Beşiktaş’ta. Antrenman kıyafetlerimiz ve kramponlarımız artık kulüpte kalıyor ve sahip çıkıyorlar. Aslında benim dönüm noktam Hüseyin hoca ile oldu. Ben önceden sol açıkta oynuyordum. Yalova’ya turnuvaya gittik. Maçta hoca beni sol beke aldı ve ben gerçekten sol bekte çok iyi oynadım ve o günden beri sol bek oynadım. Ben Hüseyin hocama her zaman teşekkür ediyorum çünkü sol bek oynamasaydım şu an burada olmazdım.

İlk milli heyecanını bize anlatır mısın?

MİLLİ TAKIM KADROSUNDA KENDİ ADIMI GÖRÜNCE ÇOK MUTLU OLDUM

Bir gün takım arkadaşlarımla beraber okulda bilgisayar dersindeydik. Milli takımın kadrosu açıklandı mı diye internette ararken bir baktım Kerem Kalafat ile beraber benim de adım var. Kerem ile birbirimize sarıldık. Annem ve babamın beklentisi milli takıma gitmemdi. Arkadaşlarım milli takıma giderken ben gidemiyordum, milli takım kadrosunda kendi adımı görünce çok mutlu oldum. Hemen annem ve babamı aradım ve onlar da çok mutlu oldu. İlk milli maçımı İtalya'ya karşı oynadık ve 2-0 yendik. O günden beri milli takım formasını aralıksız giydim. Beşiktaş'ta U17 oynarken kulübümüz bize çok büyük şans tanıdı. Devre arası ve Süper Kupa karşılaşması öncesi Antalya'da kampa girdik ve ilk defa kampa giren takım bizdik. Süper Kupa'da Altınordu'ya yenildik kupayı kaybettik ama çok önemli tecrübeler kazandık. Bu maçtan sonra daha çok milli takıma giden arkadaşımız oldu. Bizim için çok güzel tecrübe oldu.

Süper Lig'de görev aldın. Göztepe maçında ilk on bir de başladın. Yüklendiğin bu büyük sorumluluk sana neler kattı?

GÖZTEPE MAÇINA ÇIKACAĞIMI DUYUNCA AĞLADIM

Göztepe maçında kadroya girdim, maçta ilk 11 olarak başlayacağım aklıma gelmedi. Çünkü bu “her şey bitmiş, Rıdvan oynasın” gibi bir maç değildi. Sabah kahvaltıdan sonra beni maç toplantısına çağırdılar. Ben yine ağlamaya başladım (gülüyor). Kendi kendime yangın vermemeye, sakin olmaya çalıştım. “ Rıdvan biz sana çok güveniyoruz, bu maçta seni oynatmayı düşünüyoruz. Kendi liginde nasıl oynuyorsan burada da öyle oyna” dediler. Ben odaya çıktım ve tekrar ağladım. Maça gitmek için yola çıktık. Maça giderken benim dinlediğim belli şarkılar vardır ve onları dinleyerek stada gittim. İlk 11’de oynayacağımı bilerek giriyorum soyunma odasına. Çok iyi oynamam lazım ve kendimi kanıtlamam lazım. Burak abi soyunma odasında benimle konuştu ve destek verdi. Düdük çaldı ve maça başladık, o düdükten sonra zaten dışarıda olan hiçbir şeyi duymuyorsun, maça konsantre oluyorsun. Elimden geleni yapmaya çalıştım. Maçın ardından çok güzel yorumlar aldım. Ailem de beni görünce ağlamış. Benim için çok iyi bir tecrübe. On sekiz yaşında, lig maçında Göztepe’ye karşı oynamak özel bir duyguydu. Vodafone Park’ta taraftarımızın önünde hiç lig maçı oynayamadım. Umarım o da nasip olur. Bu tecrübeler bana çok şey kattı. Bu büyük sorumluluğu kaldırabildiğim için mutluyum aslında. O yüzden benim için iyi geçti.

Maç öncesi totemin veya uğurun var mı?

OTOBÜSE BİNİNCE DUA EDİYORUM

Maçlardan iki saat önce telefonumu kapatıyorum. Kesinlikle internete bakmıyorum sadece müzik dinliyorum. Benim bazı müzik listelerim vardır. O müziklerin dışında dinlemiyorum. Otobüse binince dua ediyorum. Stada girdiğimde sahaya bakacaksam beyaz çizgiden ileri her zaman sağ ayakla girerim ve sağ ayakla çıkarım. Maç başlayacağı zaman orta sahadan kendi mevkiime doğru dua ederek giderim. Bunu ikinci yarıda da yapıyorum. Önce sağ kramponumu, çorabımı, formamı hep önce sağ taraftan giyerim. Özellikle insanın kendini çok iyi tanıması lazım. Ben hiçbir zaman maçtan bir gün önce ne olursa olsun dışarıya çıkmam. Akşam erkenden uyumaya çalışırım. Her şeyime dikkat ediyorum. Saha içindeki zorluğu ise hafta içi yaptığımız antrenmanlarda hallediyorum" dedi.

Akademisi’nden çıkmış bir isim olan Sergen Yalçın ile çalışmak nasıl bir his? Bu fırsatı nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsun?

SERGEN HOCADAN ÇOK ŞEY ÖĞRENECEĞİM

Hayat çok değişik. “Sergen Yalçın senin hocan olacak, Boateng ile birlikte oynayacaksın, Quaresma ile arkalı önlü oynayacaksın” deselerdi buna inanmazdım. Mesela Umut ağabeyi Göztepe’de televizyondan izlemiştim şimdi Umut ağabey ile çok yakın ağabey-kardeş ilişkimiz var. Hayat gerçekten o kadar değişik ki, Sergen Yalçın Beşiktaş efsanesi olarak yaşıyor. Çok güzel bir duygu. Çok önemli hocalarla çalıştım, çok şey öğrendim. Sergen hocamdan da öğreneceğim çok şey var

Senin gelişimini merak ve takdirle bekleyen bir kitle var. Hem onlara hem de camiaya neler söylemek istersin?

KÜÇÜKLÜKTEN BERİ HAYALİNİ KURDUĞUM KULÜPTEYİM

Beşiktaş camiasını hiçbir zaman mahcup etmeyeceğime inanabilirler. Gökhan ağabeyin “Kötü orta yapabilirim, pas hatası yapabilirim ama mücadele etmediğim bir gün bile göremeyecekler. Bunun sözünü veriyorum” şeklinde bir sözü var, bu söz benim için de geçerli. Bu forma için elimden gelen her şeyi yapacağıma inanıyorum. Küçüklükten beri hayalini kurduğum kulüpteyim. Onları mutlu etmek için, Beşiktaş’ı daha iyi yerlere getirebilmek için elimden gelenin en iyisini yapacağımın sözünü verebilirim.

Kaynak: Beşiktaş Dergisi