Trabzonspor ve Alanyaspor maçları gösterdi ki; Fransız hocanın oyun felsefesinde her zaman öne doğru oynamak var.

Yani dikine oynayıp en kısa sürede rakip kaleyle buluşmak.

Beşiktaş futbol takımının sahadaki coşkusuyla, taraftarın tribündeki coşkusu, takımının arkasında olduğunu görmek, bu maçın güzel görüntülerinden biriydi. Bu da sonuç kadar değerliydi.

Beşiktaş, Alanyaspora karşı disiplinli oynadı kısa toplarla pas yaparak rakibin dengesini bozdu. Vida, Welinton, Montero ile takım gün geçtikçe üçlü savunmaya alışıyor. 

Josef her zamanki gibi orta sahada rakibe göz açtırmadı. Ama aynı şeyi Can ve Alex için söyleyemiyorum.

Alex takımını eksik bırakıyor. Geldiği günden beridir beklenen performansı gösteremiyor.

İki kenar beki Rıdvan ve Rosier çok iyi kademe yaptı. Hiç hata yapmadı. Beşiktaş'ı hem savunmada hem de ofansta müthiş bir dayanışma içine sokarak takım oyununu mükemmelleştirdiler. 

Ghezzal sazı eline aldıkça takım pozisyon üretebiliyor.

Hoca Batshuayi'yi çıkarmamalıydı. Saha içinde etkili bir oyuncu, rakibin dengesini bozuyor. Bana göre ligin en iyi forvet oyuncusu.

Beşiktaş yönetimi Fransız hocayı Sergen Yalçın gittikten sonra getirmiş olsaydı şu an belki farklı bir noktada olacaktı.

Bu teknik adamın vücut dili, kenar yönetimi mükemmel. İsmi ilk duyulduğunda birçok kişi bu adam kim ne başarısı var diyordu demek ki önyargılı olmamak gerekiyor.

Beşiktaş yönetiminin tek tesellisi sezon sonu birçok oyuncunun sözleşmelerinin biteceğidir.

Transfer sezonunu şimdiden planlama şart. Eksik bölgeler belli.

Takımın omurgasını sağlam tutmalı yönetim (kaleci, stoper, orta saha, santrafor)

Omurgasız takımlar ancak günlük başarılarla avunurlar, asla hedefe ulaşamazlar.