Başta sadece futbolu düşünüyormuş gibi gözüken ama klişeleşmiş cümleler bunlar.

Hiçbir işe de yaramayan. Baksanıza bu köhnemiş futbol düzeni yıkılmadığı gibi her yere kök saldı.

Ve işte bu güce, ranta, çıkar ilişkilerine dayalı sistem içinde futbol da gelişemezdi doğal olarak. Gelişemedi de zaten.

Takımlarımızın Avrupa halleri, Milli Takımımızın hali ortada. Sahada izlediğimiz kifayetsiz futbol da.

Hakemlik kurumu da bu düzenin dışında kusursuz bir alan mı peki?

HAKEMLİK DE DÜZENE AİT

Tamam, istediği sonucu sahada alamayan taraftar için en kolay eleştiri hedefi hakemler oldu çoğunlukla.

Yanlış kararlardan faydalananlar da faydalanamayanlar da şikâyetçiydi.

Sanki hakemler iyi olsa, adil olsa futbolumuz birdenbire düzeliverecekmiş gibi.

Evet sahadaki başarısızlıkta tek hedef hakemler olamazdı. Yönetimlerin, teknik ekibin başarısızlıklarını hakemlerin başarısızlıklarıyla örtmek de olamazdı.

Bunların hepsi doğru. Doğru da bu, hakemlik kurumunu ve hakemleri eleştirmeyi de ortadan kaldırmaz.

Çünkü sonuçta maçlar sahada oynanıyor ve o maçları da hakemler yönetiyor.

Bu da hem skoru hem de oyunu ve dolayısıyla futbol kalitesini etkiliyor.

Zaman geçiren futbolcuyu eleştiriyoruz da olur olmadık yerde düdük çalan, zaman geçirmeye göz yuman hakemi eleştirmeyecek miyiz?

Futbolcuyu düşman gören, kendisine yönelik tavrı anında cezalandıran ama önündeki acımasız faulü es geçen hakeme bir şey söylemeyecek miyiz?

VAR ile birlikte bırakın asgari standardı tutturmayı, temel kuralları bile çorbaya çeviren ve eyyama kapıları açan uygulamaları görmezden mi geleceğiz?

EĞİTİM ŞART

Sistem bozuksa önce hakemlik bozulur. Birincisi, bizde bırakın çağdaşını, doğru dürüst bir fiziksel ve mesleki hakem eğitimi yok. Oysa her hafta boyunca bu eğitimler sürmeli.

İkincisi, hakemlik standardı yok. Çünkü artık iyi para kazanılan bu mesleğe torpille, akraba bağıyla girmek mümkün.

Sonuçta okuduğu kural kitabını anlamayan, gördüğü pozisyonu süzemeyen, statüsünü kaybetmemek için taviz veren makbul bir hakem profili çıkıyor ortaya.

Bu yüzden çok yeteneksiz, futboldan anlamayan hakemlerimiz var. Dahası gelen hakemler için iyi bir gelişme ortamı da yok.

En vahimi ise kendi çabasıyla bir şeyler öğrenmeye çalışan, dünya futbolunu izleyen yetenekli hakemler de bir süre sonra konumunu korumak, yükselmek için bu düzene teslim oluyor.

SADECE HATA OLSA

TFF Merkez Hakem Kurulu ile Gözlemci ve Temsilciler Kurulu’nun bağımsızlığı konusuna girmiyorum bile.

Hangi liyakate sahipler, en önemlisi çağdaş futboldan ne kadar haberdarlar?

Evet “Hakemler de hata yapabilir”...

Ama keşke gönül rahatlığıyla bunu söyleyip geçebilsek.

Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet