Ligin boyu bu kadar kısalmışken alınan her puan çok değerli. Bazen puan kaybettiğinizi zannettiğiniz haftalarda bile rakiplerinizle arayı açmış olabilirsiniz. Yani… Yanisi şu, kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin. Beşiktaş'ın yeteri kadar avantajı var ve bunu değerlendirecek kadro kalitesi de olduğu aşikar. Beni şaşırtan skor değil oyun. İlk golü bulana kadar yoğun bir baskı kuran, golü bulduktan sonra da aynı baskıyı sürdüren Beşiktaş iki ya da üç farklı öne geçtikten sonra oyunu soğutmak yerine savunma yapmayı tercih ediyor. Bu doğru bir anlayış değil. İlk yarıda Ankaragücü karşısında iyi bir oyunla, iki gol bir de penaltı kazanan Kartal ikinci yarıda iki penaltı karşılamak zorunda kalırken rakibine üç-dört de pozisyon verdi… İşte bu olmamalı… Rakip önde bastığı anda Beşiktaş arkaya sarkmalı ve üzerine gelen takımları daha kolay yenmeli… Dün bunu yapamadılar.


Son haftalarda geri düşen rakiplerin Beşiktaş'a baskı kurmalarının bir sebebi de Aboubakar'ın yokluğudur. Çünkü tehdit azalınca rakipler stoperlerini bile öne çıkarıp oyunda çoğalıyorlar... Beşiktaş biraz da bunun dezavantajını yaşadı… Önümüzdeki haftadan itibaren takıma dönmesi halinde Beşiktaş'ın rakip savunma üzerindeki baskısı artacak ve Larin de sola geçince taşlar yerine oturacaktır. Dün her iki yarıdaki oyunları tartınca sonuç adildir. Hakem ise asla adil değildi... Beşiktaş'ın ilk golünde Vida'nın dirseği var, buna karşılık durum 2-0'ken Larin'e atılan dirsek de penaltı olmalıydı. Roiser'in golü ancak bizim ligimizde iptal olur… Çok daha sert faulleri devam ettirdiği pozisyonların arkası gol oldu onlara bakmadı bile... Halis muhlis Türk futbolu!