2008 yılıydı, yönetimi Serdar Bilgili’den devralan Yıldırım Demirören hesapsız kitapsız bilgisiz ellerde tribünlerin “çıldırt bizi başkan, çıkar bizi baştan“ sloganlarının dolduruşuyla  kulübü aşırı borç içine sürüklemeye başlamıştı. Bizler bu durumun benzerini  yıllar önce de yaşamıştık.

1982 de de Sıraselviler Özgül düğün salonunda yaptığımız mali ve idari genel kurulda Köyiçi’nden 4 büyüğümle birlikte mevcut yönetimi ibra etmeyerek kulübü borç alınan ve ödenemeyen bir tefecinin malı olmaktan kurtarmış; valiliğin tayin ettiği, içlerinde rahmetli Mehmet Üstünkaya’nın da bulunduğu 5 kulüp mensubu geçici heyet ile seçimlere gitmiştik.

2008’deki İdari ve Mali genel kurulda, 5 kişi yukarıda bahsettiğim kötü gidişe dikkat çekmek için İBRASIZLIK oyu kullanmış ve kulüp haini ilan edilmiştik. Sonraki sene 125 üye Yıldırım Demirören yönetimini ibra etmezken, bu rakam 2010 kongresinde 340 - 340 gibi enteresan bu sonuçla bitmişti.

Bütün bu ibrasızlık oylarının dayanağı şahsi kin ve nefret değil, asırlık çınarın kötü ellerde iyi yönetilemeyerek borç batağına sürüklenmesiydi.

Yakın geçmişte de Fikret Orman yönetimlerinin ibra edilmeyişlerini yaşadık. Borç 160 milyonlardan başladı ve günümüze kadar kartopu gibi giderek büyüyerek günümüzde içinden çıkılamaz bir hale gelen 5.2 milyar liraya ulaştı.

Enteresan olan ise Ahmet Nur Çebi yönetimi sürecinde borcun 2.4 milyar TL’den 5.2 milyar liraya yükselmiş olmasıydı. Borç artmış, sportif başarısızlık yaşanmış, üyeler arasında ayırımcılık yapılarak bizden ondan ayrımı ile bir kısım Beşiktaşlı ötekileştirilmiştir. Bir de kulüpte görülmeyen olaylar yaşanmış, üyelere fiziki ve sözlü müdahaleler yapılmış, yönetim mağdurun değil mütecavizlerin yanında yer almış, olayları Kulüp disiplin kuruluna taşırken yalancı şahitler kullanılmakla bir yakışıksızlık sahnelenmiştir.

Camiayı dinliyorum, çoklukla bu yönetimden memnuniyetsizlik had safhada.

Gerekçeler çoklukla yönetimdekilerin camianın uzağında olan ve de başka kulüp sempatizanı olduklarını saklamayan kişiler oluşları. Beşiktaş’ın haklarının korunmaması, transfer edilen futbolcuyu diğer kulüplerin rekabetine sekte vuracak şekilde emaneten istifadelerine sunmaları. Geçen sezon şampiyonluğu tehlikeye sokacak bir olay yaratarak Vincent Aboubakar’ın uzaklaşmasına neden olmaları, Ali Koç’a hatır koyarak Dorukhan Toköz’ün Fenerbahçe’ye transferine mani olup bu genç yeteneğin bila bedel memleketinin takımı Trabzonspor’a transferini kolaylaştırması. Başarılı teknik direktör Sergen Yalçın’a sahip çıkılmadığı gibi ayrılması yönünde manevi baskı kurulması. Yerine teknik direktör seçiminde yarışmacı bir teknik adam yerine yetiştirici özellikli maliyetsiz genç takım hocasına milyon dolarlık takımın teslim edilmesi ve süper ligde son 25 senede yaşanmamış klasmandaki sırası, yapılan yüksek bütçeli transferlerden fayda sağlanamaması. Bunlar ve benzer birçok neden. En önemlisi de 2019 da iş başına gelen yönetimden yeni listede sadece ikisi yedeklikten kurtulamayan, herhalde diyet borcu ödenen üç kişinin bulunması diğer 10 kişinin saf dışı edilmesi, yerlerine tercih edilenlerin 3-5 yıllık kongre üyesi olmaları gibi sebepleri değişik şekilde değerlendirilmektedir. Bu isimler başarısız mıdır veya emre itaatte kusur mu işlemişledir, yoksa veliaht olarak lanse edilen eski genel sekreterin veda mesajında dile getirdiği “….geleceği ayırt etmek için yeterli izan ve belleğe sahip olduğumu düşünüyorum.Futbolun planlaması ve mali disiplin ile Beşiktaş aidiyeti ve iletişim gibi yanlışlık  yapılınca tarifsiz kayıplara yol açılabilecek temel alanlara ve kurumsallaşma, liyakat gibi olmazsa  olmazlara dair ( yeni ve daha fazla ) fikir ayrılığına gerek olmadığına inanıyorum. …” sözleri 2,5 senedir kulüpte üst düzey görev almış bir kişinin gönlünden kopup ağzından çıkan sözler olmuşsa olay zaten bitmiştir, geçmiş olsun.

Bu ifadeler dahi başlı başına Ahmet Nur Çebi’nin hem  idari  hem de mali yönden İBRA EDİLMEMESİ, başkan ve yönetim kurulu seçimlerinde düşünülmemesi için yeterli sebeptir. Şimdi iş kulübünü seven, menfaat ve popülerlik peşinde koşmayan, gönlü siyah beyaz aşkıyla yanan kongre üyelerinin vicdanlarının göstereceği yönün istikametine kalmıştır. Haydi şimdi asırlık üstü bir maziye sahip şanlı kartalın bekasını düşünerek eller havaya ve sonrasında sandık başına!

Şimdiden hayırlı olsun,  Allah Beşiktaşımın  yardımcısı olsun…

Atıf Keçeci / Duhuliye