Hafta içi bir dolu olay yaşıyoruz.

Önder Hoca kalıyor, sportif direktör geliyor, başkan konuşma yapıyor.

Buraya kadar iyi, iyi de, bakıyorum bütün bu olanlara, ne aksediyor ne de gerekli derecede yer buluyor kendine.

Bilinçli bir boş verme var medyada.

Zaten ertesi gün maç saati geliyor ve her şey "Hiçbir şey" olmamış gibi devam ediyor.

Baksanıza, biz bile maça geçiyoruz hemen!

Pjanic'in deplasmanlara gitmeme hastalığını görmezden gelirsek (!) Geçen haftaki kadronun değişkenlikleriyle aynı orantıda futbolcu dizilişini tercih ettiğini görebiliriz Önder Hoca'nın.

Ghezzal'ın takıma giriş yaptığını, Beşiktaş taraftarının, 6. dakikada, 6 numaralı formayı giyen Ahmet Çalık için vefa duruşu sergilediğini, futbolcuların da buna riayet edip tası tarağı bıraktıklarını notlarımız arasına alalım.

5.2 saniyede (!) top kapma hızıyla başladı Beşiktaş maça. Gaziantep'e top göstermedi.

Ghezzal'da başlayan ataklar, uzun toplarla birleşti, lakin o toplar futbolcularla birleşemedi.

Ortadan kalabalık gelmeyi denedik, olmadı. Ceza sahası dışından şut, ıı-ıııh.

Arayış devam ediyordu. En hoşuma giden de Rıdvan'ın sol açık gibi devamlı bindirmesiydi.

Bir ara topla anlaşamadı ama olsun.

Tabii bu minvalde Ghezzal'ın ısrarlı ve ısrarla uzun top anlayışına bir anlam veremedim. En az 10 top heba oldu.

Tabii bir "heba-hibe" konsorsiyumunu da maçın hakemi Arda Kardeşler'e yazalım.

En az 7-8 pozisyonunu farklı bölgelerde yedi Beşiktaş'ın. Bir net kırmızıyı, bir de net penaltıyı.

Vay Arda Kardeşler vay... Arda Kardeşler'in tek başına Gaziantep defansından daha çok Beşiktaş atağını kestiğini söyleyebiliriz.

İkinci yarı, ilk yarının kopyası gibi başladı. Yine top görmedi Gaziantep.

Maçın hakemi o kadar enteresan ki, top, Gaziantepli oyuncunun yüzüne çarpıyor, tribünden çıkan sese göre "el" veriyor. İnanılmaz.

Başka bir inanılmaz durum da bu kadar baskılı oynamamıza rağmen gol pozisyonu üretemememiz.

Larin ile Oğuzhan'ı oyuna aldıktan sonra, iştah açıcı ilaç almış gibi saldırmaya başladık. Bir ara Ghezzal sağdan göstere göstere geldi yine.

Solumla vuracağım dedi, vurdu. Kaleciden dönen topu, Batshuayi tamamladı: 1-0.

İhtiyaç anında sahibinden derler ya öyle...

Golden sonra Gaziantep öne çıkınca, maç boyu prese dayalı oynayan Beşiktaş, bocaladı.

Nefesini kontrol etmekle nefsine sahip çıkmak arasında gitti geldi. Kontrollü oynadı diyelim.

Ve maçı kazanmasını bildi.

Önemliydi, Önder Hoca'ya selam olsun.

Alen MARKARYAN / Akşam