Türkçe'de güzel deyimler var: "Eşeğini sağlam kazığa bağla."

Bir de, "Adama eşeğini kaybettirmişler sonra sevindirmişler."

Birinci benzetme Ersun Yanal, ikinci benzetme Sergen Yalçın...

Ersun Yanal, ilk yarıyı 2-0 önde bitiriyorsun, 60, 65'e kadar iyi defans yap, maçı galip bitirme şansın fazla…

Sergen, ilk yarıda o kadroyu çıkar, ikinci 45'te düzeltmeye çalış, istediğini de almasını bil…

Sergen, 3 kulvarda yarışacaksın diye yönetim sana çok geniş kadro verdi.

Sen dinlendirmeye kalktın. Tabii her zaman papaz pilav yemez.

İlk yarı Antalyaspor maçı 4-0'a getirseydi, ne yapardın?

İlk yarıda oynayan o Antalyaspor, ikinci 45'te niye oynamadı?

İlk yarıda çok kötü Beşiktaş, ikinci devre kımıldadı.

Demek ki, bu kadro iyi idare edilirse bir şeyler yapılıyor.

Bak Sergen; Mustafa Denizli'ye Fatih Terim'e benzemeye kalkma, kendine benze.

Onlar da yıllarca öyle işler yaptı ki, "Biz bu işi yaparız, olur" dediler.

Bazen tutturdular bazen tutturamadılar.

Senin çıkışın öyle değil.

***

Koca ilk yarıya bakıyorum ayakta kalan, mücadele eden Josef ile Atiba var. Diğerleri yalellim oynuyor.

Soruyorum şimdi Ersun Yanal'a…

2-0 öndesin, 60, 65'e kadar gol yemesen işi bitirme şansın fazla, o zaman biraz savunma yap, defansı kalabalık tut, oyunu kitle.

2-0'ı korusan 65'ten sonra gol pozisyonlarını sen bulacaksın.

Dün akşam iki teknik adamın artılarını da gördük, eksilerini de.

Tamam teknik adamlar skorlara, takımlara tesir ederler ama bu sene bu iş fazla olmaya başladı.

Ancak şunu söyleyebilirim. 90 dakika keyifli bir maç izledim.

Zaman zaman oyun, Türkiye standartlarının üstüne çıktı, bu güzel olay.

Maçın iki devresine de baktığınızda benim görüşüme göre berabere bitse daha hakkaniyetli olurdu.

Ama ikinci yarı Beşiktaş çok istedi, kopardı ve aldı.

Hakem mümkün olduğu kadar topu oynatmak istedi. Oyunu durdurmak istemedi.

Bence başarılı bir maç yönetti.

Erman TOROĞLU / Fotomaç