Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Türkiye’nin kaçırdığı çağdaş futbol trenini yakalamak için adımlar attı. Kurumsallaşma ve profesyonelleşmenin ilk adımı olarak Ceyhun Kazancı’yı sportif direktörlüğe getirdi. Kazancı kısa zamanda sadece sportif açıdan değil finansal, idari ve hukuki açıdan da doğru seçim olduğunu gösterdi. Öğrendiğim kadarıyla başkanla da olumlu ilişkileri var. Şimdi iş aşağıdan yukarı sağlam bir yapılanmaya gitmek.

BÜYÜK FIRSAT VAR

Aslında Beşiktaş yönetiminin elinde büyük fırsat var. Hazirandan itibaren yepyeni bir takım yaratma sürecine girebilirler. Bu konuda ciddi çalışmalar yapılıyordu zaten. Fakat Önder Karaveli daha fazla devam etmek istemedi. Her şeyden önce kocaman bir teşekkür etmek lazım Karaveli’ye. Sorunlu bir takım alıp elinden geldiğince işleri sürdürmeye çalıştığı için. Ve bunu güler yüzüyle, samimiyetiyle, efendiliğiyle yaptığı için. Dahası bizim kısır çekişmeli futbol dünyamıza yeni bir duruş getirdiği için.

‘PARA KAPISI’ GÖRMEDİ

Sonuçta acilen yeni bir hocaya ihtiyaç doğdu. Aslında gelecek için çalışmalar yapılıyordu. Maddi imkânların kısıtlı olduğu bir dönemde hem de sezon ortası iyi bir hoca bulmak çok zordu. Üstelik amaç sadece bir hoca bulmak değildi. Beşiktaş’ta çok acilen yeniden yapılanmaya ve dinamik bir takım yaratmaya ihtiyaç vardı. Ama Beşiktaş bu işi de başardı ve Valerien Ismael’le çok iyi koşullarda anlaştı. Ismael belli ki çok istekli ve kendisine çok güveniyor. Beşiktaş’ı bir para kapısı olarak görmediğini gösterdi sözleşme koşulları konuşulurken.

‘KİM BU’ DİYENLER ÇIKTI

Ismael’in adı ortaya çıkınca “Kim bu Ismael” diyenler çıktı. Öyle ya onlar bilmiyorsa kimse de bilemezdi. Gordon Milne geldiğinde de kimse tanımıyordu onu. Arsene Wenger, Arsenal’e geldiğinde de “Arsene who?” diye ne çok yazmışlardı. Evet, kim bu Ismael? Oyunculuğunu anlatmaya gerek yok. Benim en çok hoşuma giden yanı Lens takımından Nouma’nın takım arkadaşı olması. Hoca olarak da hiç boş biri değil. Hazır takımı uçurmak yerine takım yaratabilen bir isim. Fiziksel kapasiteye önem veren, gençleri parlatan, otorite sahibi, hırslı ve bu konularda fikirleri olup kendisini de sürekli geliştiren bir adam. 

AKADEMİ MEZUNU

Üstelik günümüzün en önemli Alman hocalarının gittiği, çok zor girilen Hennes Weisweiler Akademisi’ni bitirmiş. Tabii hiçbir şeyin garantisi yok futbolda. Hele bizde. Umarım bu süreç iyi işler ve Beşiktaş hem yönetim hem de futbol takımı olarak yeni yapılanmada kazasız belasız ilerler. Bir semt kulübü olarak dünya futbolu trenini yakalar.

Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet