Salgın döneminde hemen hemen her takım gibi hazırlık kamplarını evinin bahçesinde yani BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde yapan Beşiktaş, uzun bir aradan sonra “Avrupa’nın bahçesi” diyebileceğimiz Avusturya’ya yeniden gitti.


Yeni sezon hazırlıklarının birinci etabını Salzburg’a bağlı Bad Haring bölgesinde tamamlayan siyah-beyazlıların 12 gün süren bu kampı geçmiş dönem kamplarından daha farklıydı. Sadece muhabirler değil futbolcular da kampın alışılmışın dışında çok ağır idmanlarla geçtiğini söylüyordu. Fakat herkesin yüzü gülüyordu...

Tamam medya, “futbolcuların pestili çıktı” diye başlıklar atıyordu ama o futbolcular yorulmanın karşılığını alıyorlardı. Ben biraz bu kampı Slaven Bilic’in Beşiktaş’a geldiği ilk sezonun kampına benzettim. Yaklaşık bir ay süren o ağır kamp da Avusturya’daydı. Ve o kampta da futbolcuların gazete diliyle pestili çıkmıştı.

Fakat Beşiktaş, o ağır kampın ardından lige çok hızlı bir giriş yapmıştı. Tıpkı Teknik Direktör Valerien Ismael’in kampta düzenlediği son basın toplantısında söylediği gibi bir başlangıç olmuştu. Fransız teknik adam lige hızlı değil, çok hızlı girmek istiyor.

İşte bu nedenden dolayı Ismael hoca antrenmanların temposunu hep yüksek tuttu. Taktik tahtasını zaman zaman idman sahasına getirerek tüm futbolcularına teker teker sistemini aşıladı. “Hep önde basın” dedi. “Rakibi cezalandırın” dedi. “Beşiktaş hep baskılı oynamalı” dedi. Daha birçok şey söyledi lakin en önemlisi “mücadeleden vazgeçilmemeli” ifadeleri oldu.

Avrupa kupalarında yer almayacağı önümüzdeki sezon Beşiktaş’ı şampiyonluğa taşımak isteyen Valerien Ismael antrenmanlarda sürekli uyardı. Sürekli konuştu. Taktik çalışmalarında sık sık oyunu durdurdu. Bazen Cenk Tosun dedi bazen Rosier dedi. Kimin ismini söylediyse o an hem eksilerini hem artılarını söyledi. Genelde kampın en çalışkanı futbolcular arasından seçilir fakat bu konuda Valerien Ismael kampın en çalışkanları arasında flama taşıyan ismi oldu.


Bu kampın en önemli özelliği elbette idmanların çok ağır geçmesiydi lakin transferlerin büyük bir kısmının birinci etap kamp dönemine yetişmesi ise pek alışkın olduğumuz bir durum değildi. Beşiktaş Yönetimi ve Sportif Direktör Ceyhun Kazancı’nın uzun ve yorucu bir çalışmanın ardından, Gedson, Saiss, Weghorst, Muleka ve Cenk’i kampta yetiştirmesi Valerien Ismael’i çok mutlu etti. Milli takımda yaşadığı diz sakatlığı Saiss’i takım idmanlarından uzak tutarken, tecrübeli savunmacının o pozitif ortamda olması teknik heyet için önemliydi. Bütün toplantılara katıldı. Kendine özel hazırlanmış programını aksatmadı. Kısa sürede tüm takımla kaynaştı.

Cenk Tosun ayağının tozuyla Premier Lig’in antrenman temposunun avantajını yaşadı. Takımdaki yeni gençlere kol kanat gerdi.

Gedson Fernandes ise “ligimizi biliyor” klişesinin ete, kemiğe bürünmüş hali gibiydi. Kamptaki performansını söylemeye gerek yok. Oynanan üç hazırlık maçında herkes onun neler yaptığını görebildi.

Muleka gelir gelmez ekstra çalışmalarla takımın temposuna yetişmeye çalıştı. Valerien Ismael yeni sezonda ona çok önemli roller vermeyi planlıyor. Bazen onu asistlerde bazen de gollerde göreceğiz gibi.


 

Hiç kuşkusuz sezonun en önemli transferlerinden biri Weghorst. Saha içini şimdilik bir kenara bırakacak olursak, pozitif yönü oldukça iyi. Takımla kısa sürede kaynaştı. Hatta kampa katıldığı gün bu kaynaşmayı sağladı diyebiliriz. Esprileri ve yeni arkadaşlarıyla şakalaşmaları dikkatlerden kaçmadı. Mainz maçının ikinci yarısı oyuna girdiğinde tüm gözler elbette onun üzerindeydi.

Net ifadeler kullanmak için çok erken fakat Weghorst bu özellikleri taşıyan bir golcü. Şans da yanında olursa Beşiktaş geçen seneki gol sıkıntısını yaşamayabilir.

Ekip çalışmasının eseri

Yeni sezon öncesi yapılan kamplar sezon içerisindeki kritik maçlardan bile önemlidir. Kamp için seçilen yer, antrenman sahaları, konaklanacak otel, toplantı salonları, kampta yenecek yemekler ve ulaşım gibi birçok detaylar kampın iyi geçmesi için önemli faktörlerdir. Genelde kamp için Avusturya’yı seçen hatta geçen sene de bu bölgeye gelmeyi hedefleyen fakat pandemi kurallarına takılan Beşiktaş, bu kez istenilen seviyede bir kamp gerçekleştirdi. Kulüp bünyesindeki profesyonellerin çabaları neticesinde kampı neredeyse kusursuz tamamlayan Valerien Ismael, bu konuda hakkı olan herkese teşekkür etti. Seyahati düzenleyen, basınla kulüp iletişimini sağlayan, kampın güvenliğini aksatmayan personel başta olmak üzere herkesi kutlayan Ismael, özellikle antrenman sahalarının çok iyi olmasından büyük memnuniyet duydu.


Gençler yakın takipte olacak

Rıdvan, Ersin ve Emirhan İlkhan gibi isimleri kenara koyarsak Valerien Ismael, akademiden bazı gençleri de A takımla birlikte Avusturya kampına götürdü.

Genelde gençler, antrenman maçlarında sayısal eksiklik olmasın diye kamplara götürülür fakat Fransız teknik adam götürdüğü gençleri bizzat kendi gözleriyle izleyip kadroya aldı.

Onlar hakkında bilgiye sahip olduğu için gençleri Avusturya’nın huzur dolu bu beldesine götürmek istedi. Werder Bremen ile oynanan ilk maçta asisti yapan Emirhan Delibaş ile golü atan Oğuzhan Akgün’ün bu başarısı onu hiç şaşırtmadı. Zaten gençlerin neler yapabileceğini biliyordu. U-17’nin golcüsü Semih Kılıçsoy’u hem bu ortamları görmesi hem de onun performansını yakından takip etmek için kampa götüren Valerien Ismael, tüm gençlere geçer not verdi.

Fransız teknik adam bazı isimleri İspanya kampı öncesi elemek zorunda kalacak. Fakat elediği isimleri unutacak değil. Yönetim o isimleri oynama garantili kiralama yöntemi ile çeşitli takımlara vererek yakın takibe alacak.

Onların elenme nedeni kötü oldukları için değil daha fazla tecrübe kazanmaları, yeteneklerini daha fazla geliştirebilmeleri ve şimdiden kulüp bulunması için.

Kaynak: Milliyet