Kaygılı ve saygılıydılar.
Kadıköy’de onları buluşturan derbi, öncelikle bir kazaya uğrama olasılığına karşı kaygı ile uyarmıştı hepsini…
Maçın önemini biliyorlardı. Rakiplerine saygı duyuyorlardı.
O yüzden oyun temposuz, yavaş bir akışla başladı. Her iki taraf isabetsiz paslarla top kaybediyor, ikili mücadelelerde de topu tutamıyordu.
Tribünlerin boş tutulduğu pandemik ortamda maçın en çok aranan unsuru seyirciydi. Futbolcuların o ıssızlıkta “Olsun da hepsi rakip taraftar olsun” diyerek seyirciyi aradığını biliyordum. Böylesine boş statta oynanan oyun, her türlü kazaya açıktı. Oyun tam bir gol düellosuyla oynandı. Beşiktaş kazandı, yukarı doğru uzandı.
Beşiktaş orta alanda daha dikkatli, daha fırsatçı ve daha hamleci bir kimlik sergiliyordu. Savunmada kazandığı topları çabucak ikinci bölgeye aktarıyor, oradan kanatlara açıyor ve pozisyon arıyordu.
Dakika 4… Cyle Larin, solunda koşan Vincent Aboubakar’a akıllı bir top attı. O da Lemos’u bir hamleyle geçip sol vuruşuyla Altay’ı avlayıverdi. Golde Beşiktaş’ın fırsat avcılığını anlattık. Bir de Fenerbahçe tarafı var… Ligin ilk haftasından beri orta alanda klasıyla adeta gösteri yapan Gustavo, savunmada Tisserand ve Lemos kendilerinden bekleneni veremedi. Fenerbahçe Pelkas, Perotti ve Cisse ile yüklenirken Beşiktaş savunmasının müdahalesiyle kırılganlık gösterdi. Dördüncü dakikadaki bu şok golü bu defa Ghezzal’ın akıllı, hesaplı yumuşak ortasıyla buluşan Aboubakar’ın kafası izledi. Dakika 20… Fenerbahçe bu kadarını hesaplamamıştı. Ghezzal’ın yaptığı orta bence net bir asistti. Caner Erkin’in kenarda bekleyip solda Novak’ın görev alması bu golde Erol Bulut Hoca’nın tercih yanlışı olabilir miydi? Çözemedim.
Beşiktaş’ın rakibi üzerinde çok rahat hücum baskısı kurarken, Fenerbahçe’ye korner ve faul atışlarından oluşan duran toplar kullandırması elbette riskliydi. Nitekim Josef Sosa’nın kullandığı kornerde Tisserand topu arka direğe yönlendirince Cisse golünü atıverdi.
Türk futbolunda derbilerin önemli bir özelliği var: Hepsi de farklı bir hikayeye dönüşüyor. Cyle Larin’in ikinci sarıdan kırmızıyla takımını on kişi bırakması Beşiktaş’ın işini zorlaştırdı. Ama o da ne? Beşiktaş’ın savunma duvarının önündeki adam Jose Souza, topu arka direğe doğru kaldırıverince Beşiktaş’ın “evlat” oyuncusu Necip, kafayla içeri atıveriyor meşin yuvarlağı. 68’de Ozan çıkıyor sahneye… 3-2… Bravo.
Güzel goller izledik… Memnunuz. Çekişmeyi alkışlıyoruz.
Bu arada 77. dakikada Mert Hakan’ın rakibini eliyle indirerek yaptığı faul, ikinci sarıdan kırmızıyı gerektirirdi. Olmadı. Beşiktaş kulübesinde öfke zirve yaptı… Numanoğlu da Sergen Hoca (ikinci sarı) yerine yardımcısı Murat Hoca’ya bir sarı gösterdi. (Tebessüm)...
Günün noktasını koyan adamlar NKoudou ve NSakala… Biri tek başına fırlayıp soldan gelen arkadaşına yaptı ortayı. Fenerbahçe savunmasında kimseler yok. Arada Ozan’ın attığı penaltı golü var ama, hikayeyi bitiren adam NSakala: Kadıköy’den Kartal geçti gördün mü?