İşte Ercan Taner'in bugünkü yazısı;

DÖRDÜNCÜLÜK için büyük avantaj yakalamışsın… Kâğıt üzerinde üçüncülük şansın bile var. Ama 20 dakikada, 4 pası üst üste yapamayan bir görüntü sergiliyorsun, Beşiktaş olarak… Belki de, arka arkaya gelen maç trafiği, temposunu düşürdü, Kara Kartal'ın…

MALATYA deseniz, haklı olarak büyük stres yaşayarak bir şeyler yapmanın çabası içinde… Böyle olunca maç, çocuklar için uyku saati programları gibi oldu. Uzun süredir, bu kadar top kaybının yapıldığı bir ilk yarı izlememiştim. En önemli pozisyonu, ev sahibi, devre biterken kaçırdı. İlk yarı, tam bir kayıp vaka olan Lens'in yerine oyuna Güven girdi. Gökhan'a yapılan hareket sonrası Beşiktaş, VAR'la penaltı kazandı ve Caner'in golü, takımını öne geçirdi.

“GOLCÜ dediğin biraz egoist olmalı” cümlesinden hiç hoşlanmam. Golden 2 dakika sonra Güven, Diaby'ye pas vereceğine şut attığı için, Beşiktaş'ın iyice rahatlamasına engel oldu. Sonrasında, kendi yarı sahasına kapanan ve rakipten hata bekleyen bir Beşiktaş izledik. Kapanmak en doğrusuydu, belki de… Çünkü, oyunu rahatlatacak orta sahan yoksa, yapacak başka taktiğin kalmıyor, mecburen… Beşiktaş'ın bu maçta yaptığı en iyi organizasyon oyunu kilitlemek ve iyi savunma oldu.