Rosier hasta; Umut, Nkoudou, Vida, Welinton, Teixeira da sakat...

Ev sahibinin de iki sakatı var, Nelik ve Bahadır..

Hepsine geçmiş olsun.

Hastalık, sakatlık insanlar için. Futbolcular da insan...

Böylesine talihsiz bir ortamda Beşiktaş oynanan oyunda da 2 ilave sakatla darbe alınca taşlar yerinden oynadı.

Satranç masasında, atlar, filler, piyonlar, kale yer değiştirdi.

Yedeklerle “vekaleten” oluşmuş kadro, maç içinde de ayrı vekiller aradı.

Sağ bek joker Necip /(Dk.22/Pjanic) ve zorunlu stoper Mehmet Topak (Dk.37/Rıdvan) hesapta olmayan biçimde çıktılar.

Sergen Hoca, zorunlu olarak satranç masasında taşların yerini oynattı.

Nsakala sağ beke, Rıdvan sol beke, Josef stopere geçti.

Böyle olunca Beşiktaş savunmasının kimyası bozuldu.

Orta alanda Josef’in yeri boşalınca Nuri Şahin ve Poli orada daha rahat ettiler, üretken roller üstlendiler.

Beşiktaş krizi yönetemiyordu. Neden?

Oyunu rakip yarı alanda, ikinci ve üçüncü bölgede oynayarak en iyi savunmayı yapan takım, orada hiçbir etkinlik gösteremiyordu.

Bu arızanın iki kahramanı Gökhan Töre ile Kenan Karaman oldular.

Töre, sağ kanatta oynayan sol ayağını iyi kullanan bir oyuncu olarak beklenen etkinliği gösteremedi.

Kenardan kendisine verilen kısa pasta arkası boş olduğu halde dönüp topu hücuma sokmak yerine yeniden pası iade ediyordu..

Top kaybı… Sol kanada bakarsak…

Kenan’ın oyunda olup olmadığını merak ettim.

Arkadaşlarına mı küstü? Orada oynamıyorlardı.

Böyle bir maçta Kenan’dan daha fazla sorumluluk ve katkı beklenirdi.

Hiç bir şey yapmadı.

İlk yarıda top alamayan Batshuayi’yi sorgulamak da haksızlık olurdu.

Antalyaspor, kriz devresinde Beşiktaş’ın sorunlarını fırsata çevirmesini bildi..

Hem de son üç dakikada…

Poli’nin pasıyla Wright, Rıdvan’ı geçip perdeyi açtı.

Sonrasında Güray’ın serbest vuruşunu kafayla tamamlayan Veysel, farkı ikiye çıkardı.

Maçın ikinci yarısı, tam anlamıyla bir dönüş mücadelesiydi.

Sergen Yalçın, taşları karmakarışık satranç masasında yeniden kurdu oyunu.

Gökhan’la Kenan’ı alıp Ghezzal ve Larin’i sürdü oyuna.

Josef’i yeniden orta alana çekip Atiba’yı stoper olarak görevlendirdi.

Beşiktaş topu ikinci ve üçüncü bölgeye, kendi egemenlik alanına taşıdı ve filmin hikayesi tersine sarılarak devam etti.

Önce Larin’in asistiyle Rıdvan yaktı ışığı…

Ardından Fredy’nin kaleci Boffin’e yaptığı pasta araya giren Batshuayi dar açıdan çakıverdi. Beraberlik geldi.

Hava aydınlandı..

Sergen Yalçın şöyle bir sırtını geriye çekip derin nefes aldı.

Sonra Ghezzal’ın rakip ceza yayı yakınında soluyla çaktığı gol geldi…

Dönüşleri muhteşem oldu…

Beşiktaş, Dortmund yorgunluğu ve sakatlıklara rağmen Pjanic’i, Ghezzal’ı kenarda oturtarak başladığı zor maçı, 45 dakika içinde kendine dönerek kazandı.

Pjanic ve Ghezzal’ı hamle için saklaması tartışılır ama bu maç Sergen Yalçın’ın ustalık eseridir.

Böylesine yoğun sorunların içinden üç puanla çıkmak kolay şey değil!.

En zor gününde rakiplerine bayrak gösterdi Kartal:

Unutmayın, şampiyon benim!

Attila GÖKÇE / Milliyet