Atatürk Olimpiyat Stadı’nda çimler pırıl pırıl. Türkiye’nin en iyi zemini orada.

Yine de oynanan oyun göz ve gönül doyurmuyor.

Beşiktaş’ın dramatik bir hali var: İki haftadır 1-0 öne geçiyorlar ama, ikinciyi atamadıkları için adeta ecel terleri döküyorlar.

Beşiktaş bir savunma takımı değil.. Hiçbir zaman da olmadı.

Gaziantep FK’dan sonra Karagümrük önünde de savunma ile skoru koruma derdine düştüler.

Böyle giderse, pahalı bir bedel ödeyebilirler.

Top kapıyorlar ama, kazandıkları topu da çok çabuk kaybediyorlar. Şut sayısı düşük, isabetlisi de düşük.

Duran toplardan, örneğin kornerlerden de yararlanamıyor taraflar.

Dahası da var: Karagümrük’te orta alanın Arjantinli “kurucu” ustası Biglia yok, Zukanoviç yok.

Üstüne, Volkan Demirel Süper Lig’in en golcü oyuncusu Pesiç’i de kulübede oturtmaya karar vermiş. Ağrısı var, risk almamak adına… 

Böyle bakınca Borini, Emre Mor ve Karamoh’un hücum hattında beklenen etkinliği sağlayamaması da sürpriz değil.

Beşiktaş’ta savunmanın göbeğinde sorun var. Vida cezadan dönerken, ortaklarından Welinton yok. Montero kulübede, sahada değil. Serdar Saatçi de öyle.

Zor anlaşılır bir durum: Karaveli Hoca, Vida’ya ortak olarak Necip Uysal’ı seçiyor. Vardır bir nedeni. Necip de falso yapmadan oynadığına göre savunmada sorun yok demektir.

Orta alana, forvete bakarsak, asıl sorunun orada yaşandığını söyleyebiliriz.

U 19’dan gelen yıldız adayı olarak parlayıp alkışlanan Emirhan yok, hafif sakatlığı var.

Beşiktaş’ın oyununda da bir sakatlık söz konusu.

Hemen söylemeli: Takımın tecrübeli, şampiyonluk görmüş emektar yıldızı Oğuzhan’la, maestro olarak takdim edilen Pjaniç, bekleneni veremiyorlar.

Pjaniç serbest vuruşlarla idare ediyor. Oğuzhan da çok az rol üstleniyor.

İki ustanın yetersiz oyunundan sıkıntılı bir durum ortaya çıkıyor: Batshuayi’yi oynatamıyorlar. Larin’in de oyuna katkısı yok.

Ceza alanına adam eksilterek girip Belçikalıyı pozisyona sokamıyorlar. İş Ghezzal’ın Rosier’in ortalarına kalıyor.

Ghezzal’ın sağ kanattan gönderdiği topta Karagümrük savunması havalanırken Caner Erkin’in topa “sağ dirsek” vuruşu elbette penaltıya neden oluyor.

Batshuayi’nin başka türlü gol atacağı yok zaten.Beşiktaş’ın yavaş ve durgun oyunu golün getirdiği moral motivasyonuyla ikinci yarıda canlandırdığını, hızlandırdığını gördük.

Ama aynı zamanda Karagümrük’e de boş alanlar bıraktılar. Ev sahibinin beraberlik iştahını açtılar.

Bistroviç, Borini, Emre Mor ve J.Durmaz’ın ataklarında Beşiktaş çok sıkıştı ama savunmada yardımlaşarak skor avantajını korumayı bildi.

Maçın en önemli anı, Volkan Demirel’in 76’da Durmaz’la golcü Pesiç’i değiştirmesi oldu.

Önder Hoca da 79’da Larin-Gökhan Töre, Ghezzal  Güven Yalçın hamlesiyle yanıt verdi.

Öncesinde (Dk.70) Oğuzhan-Can değişikliği de beklenen direnci sağlayamadı.

Son on dakikada Beşiktaş oyunu filan unutup tam anlamıyla “Kanije Müdafaası”na geçti.

Pjaniç-Salih, Batshuayi-Teixeira değişiklikleriyle “topyekün savunma” maça renk ve heyecan getirdi.

Beşiktaş hücum inisiyatifini tamamen rakibine kaptırdı. Bunda fiziksel tükenişinin rolü de vardı.

Peki o dakikaların kahramanı kimdi?  Hepsinden önce Ersin’di. En az üç kurtarışla Kartal’ı kanatları arasına aldı.

Çok anlamlı bir galibiyet bu. Deplasmanda ikinci defa kazandılar.

Unuttukları keyfi hatırladılar.Önder Hoca’ya gelince…

Zor bir sınavdan daha başı dik çıktı. Alkışlar ona!

Attila GÖKÇE / Milliyet