İşte Ali Gültiken'in bugünkü Sabah Gazetesi'nde yer alan yazısı;

Beşiktaş ilk yarılar iyi oynuyor, planlarını istediği gibi sahaya yansıtıyor, skoru da buluyor. Oyun şablonunu da istediği gibi uyguluyor. Dün akşam da böyle oldu. Fakat ikinci yarıda işler istediği gibi gitmedi. Bunun bir kaç tane temel sebebi vardı.

Birincisi; forvet hattındaki oyuncuların, savunma tarafında işin bütünlüğünün dışında kalmalarıydı.

İkincisi; takım bir geçiş sürecinde olduğu için bir çok oyuncu test aşamasında ve güvenleri henüz tam yerine oturmuş değil. O yüzden skoru yakalayınca biraz da koruma içgüdüsü ile oyunu savunma tarafında oynamaya başlıyorlar. Dün akşam savunmayı da genel anlamda Beşiktaş iyi yaptı. Ama futbol bu. Rakibiniz bu kadar fazla topla oynarsa arada bir gol de bulabiliyor.

Beşiktaş aslında takım içi transferinde ligin en başarılı ekibi. Utku, Necip, Rıdvan, Ljajic, Güven, Lens, Boyd, Oğuzhan, Dorukhan, Larin, Hasic ve hatta takımın yabancısı olmayan Gökhan Töre'yi de bu listeye ilave edebiliriz. Bunların hepsi kadroda olan ama çeşitli sebeplerle ilk 11 oynamaktan uzak olan oyunculardı. Bugünün şartlarında hepsi çok ciddi oynama şansı buluyor. Bunu doğru kullanan da var, kullanamayan da..

Dün akşam Beşiktaş turu kaybetmiş olsa da takımla devam edebilecek bazı isimleri de yeniden kazanmış oldu. Utku'nun sakinliğini ve güvenli duruşunu çok beğendim. Rıdvan ve Necip; ikisi de mükemmel oynadılar. Oğuzhan ile Güven'i tekrar bu mücadelenin içinde olma isteğinde gördük. Ama Lens, Beşiktaş'ta yolun sonuna gelmiş görünüyor. Bu kadar vurdumduymaz davranmak Beşiktaş taraftarının da sabrını taşırmış durumda. Gecenin özeti; Mensah'ın oyunun son dakikalarında yakaladığı iki pozisyon dün akşam Beşiktaş adına maçın dönüm anları oldu. Gol yapabilseydi bugün Milan'ı konuşuyor olurduk...