Kartal şampiyonluk yolunda irtifa kazandıkça rakiplerinin tökezletmek için gayret sarf etmeleri ahlaki ve dürüst olması halinde doğal karşılanmalı ve işinize bakmalısınız. Bu bağlamda önce ki gün Beşiktaş başkanının basın toplantısının öncelikle amacını  sonrasında toplantıda ki  üslup ve konuşma  tarzını dikkatlice  izledim. Ağırlıklı olarak sorular geldiğinde “beklediğim sorular “ diyerek söze başlamasından da anlaşıldığı üzere hedefte ki konular Dem Ba ,nın F.B.- BFK müsabakasın da oynatılmayışı ve  sözleşmesinin feshi ile bir Tv kanalında ki spor programın da V.Aboubakar’ın sözleşmede ki bir hükmü devre dışı bırakmak için son maçlarda kasten oynamadığı anlamlı konuşmalara cevaplardı. 
Başkanın vücut dili ,oturuş şekli sıkıntılı olduğunun belirtileriydi. Oysa kamuya daha pozitif bir resim vermesi hem destek sağlar hem de güven verici olurdu. Toplantı sonrası sosyal medyada izlediğim analizlerde de bu bahsettiğim sıkıntılarla ilgili pek çok eleştirel yazılar  yer aldı. Bir kısmı gazeteci sıfatı taşımayan  sosyal medya da fikir beyan eden ve hangi sıfatla akredite olduklarını merak ettiğim şahısların sipariş soruları yanın da daima iktidarların dümen suyuna girip göze girmek için uygun ! sorular tevcih eden malum basın mensuplarının tavrı gene dikkat çekiciydi.
Başkan konuşmalarının sonlarında kulüple içerisine adım atığından beri takip ettiği yol olan şahsen çoğuna muhatap olduğum pusu ve tehdit kültürünü gene kullandı. Yaşananları eleştiren taraftarları ve bazı ima ettiği tv programcılarını   “algı yaratıcı” olarak tanımlarken bundan sonra bu davranışlarına devam ettiklerinde çok sert yaptırımlar uygulanacağı şeklinde tehditvari sözleri BJK camiasının alışık olmadığı dolayısıyla kabullenemeyeceği  bir üslup ve tarzdı.
Kiralık oyuncularla ilgili taraftarların gözüne giren isimler dahil “isteyen kalır istemeyen gider“ sözleri şampiyonluk kovalanan bu gün itibariyle yarardan çok zarar verici bir durum yaratır. Tecrübe denilen husus işte bu nokta da devreye girer ve “ağzı olan konuşur” mantığına fren yaptırır. 

Eski basın toplarını hatırladığım da çok güncel soruların yürekli gazeteciler tarafından tevcih edildiğini anımsarım. Sağlığım elverseydi yüzlercesine gittiğim gibi bu toplantıya gider geçmişte olduğu gibi aslanlar gibi merak edilen hususlara cevap arardım. Mesela “hiçbir futbolcuya son senelerde yaşanmayan borcumuz yok“ dendiğinde  sorum “peki personele kaç aydır maaşları ödenmiyor “ olurdu. Bunun cevabının 3 aydır olması gerekirken ne deneceğini merak ederdim. Kulübümüzün yarınları dedikleri çok önem verdiklerinden bahsettikleri özkaynak düzeni emekçilerinin niçin ücretsiz izne çıkarttıklarını sorardım. 
G.Sekreter,in  Kulübe çok sayıda dava açıldığından şikayet ettiğini hatırlatıp bunların kaç tanesinin bana göre sebepsiz yere kendilerince F.Orman yanlısı olarak değerlendirilen emekçilerin tek kuruş hak ettikleri tazminatları geçtim işlemiş maaşlarını bile yönetimlerince ödenmemesinden ötürü olup olmadığını sorar başkanlarının çok bahsettiği “vicdan muhasebesi” yapıp yapmadıklarını öğrenmek isterdim. Yeni işe alınanların kimler ve de kimlerin eşi dostu çocuğunu sorardım cevap çıkmazsa ben açıklardım. 

Güncel bir merak konusu olan siyasi iktidar yanlısı olarak bilinen Emre Kocadağ ile başkanın Esenler Belediye başkanını ziyaretin sebebini, sırt nosu olarak 34'ün (İstanbul il kodu) seçilmesinin  dikkatli kimse lerden gelen mesajlardan da anladığım üzere çözüldüğü , bazılarının CHP B.Şehir meclis üyesi yedek üye Umut Şenol,un tavrının ne olduğunun  merak edildiğini, Beşiktaş camiasının kulübün siyasi mecraya sokulmaktan memnun olup olmayacağının bilinip bilinmediğini , yarınlarda bu Belediye ile olası özel ticari ilişkiye girilmesi durumunda da cevaplarının ne olacağını öğrenmek isterdim ama dedim ya nerede o eski yürekli basın emekçileri. Olur da bu sorularıma cevap verilirse sütunlarımız kendileri nin emrindedir ama  o duyarlılığı ve cesareti bu yönetimde göremiyorum.