Nestor El Maestro’nun ilk yarıda uygulattığı organize ön alan presi çok başarılı oldu.

Beşiktaş ilk 45’te sadece 8 kez rakip ceza alanında topla buluşabilirken, Göztepe 19 kez Beşiktaş ceza alanı içinde topla buluşmayı başardı.

İlk yarı bittiğinde Beşiktaş’ta ilk topu kullanmakla görevli stoper Montero'nun isabetli pas oranı yüzde 70'in altında kalmıştı.

Santrforu Ndiaye ile Beşiktaş’ın derin oyun kurucusu Pjanic’in top almasını engelleyen, yardıma gelen sarkık oyun kurucusu Oğuzhan’ı da geriye doğru oynamaya zorlayan bu önde baskı planı maçın ilk golünü getirdi.

Nihayet ilk yarım saat bittiğinde Ghezzal ve Rıdvan bu Göztepe baskısından sadece düşük tempoda ayağa pasla çıkılamayacağını, baskıyı kırmak için dripling de gerektiğini fark edip, doğru reaksiyonu gerçekleştirdiler.

Bu ikilinin driplingleri sonrası Oğuzhan'ın usta işi tek pas asistinde Larin doğru zamanda doğru vuruşu yaparak skoru eşitledi.

İlk yarının en kötü performans sergileyeni yönettiği tüm maçlarda olduğu gibi Ümit Öztürk’tü.

Önce oyunu dengelediler

Beşiktaş'ın uzun süre beklenen performansın altında kaldığı ilk yarıda Beşiktaş'ı tabelada tutan isim şüphesiz penaltıyı kurtaran Ersin oldu.

Devre arasında ise Önder Karaveli hoca bu kez kademeye girdi: İlk yarıdan farklı olarak 2. yarıda daha direkt oynayan bir Beşiktaş izledik.

Beşiktaş önce oyunu dengeledi sonra da Ghezzal’ın üstün yeteneği sayesinde öne geçti.

Vida bu maçta daha önceki maçlara göre iyi oynadı, çok iyi mücadele etti.

Vida'ya da Arslanagic'e de geçmiş olsun, çok talihsiz bir çarpışma anıydı.

Rosier atıldıktan sonra kalanların gösterdiği kolektif reaksiyon 3 puanı getirdi.

Göztepe de elinden geleni yaptı, zaten sahanın tek kötü performans sergileyeni yönettiği her maçta olduğu gibi Ümit Öztürk’tü!

Ali ECE / Fanatik