Giresunspor saygıdeğer bir takım. Tribünleriyle, mütevazı kadrosuyla oynamaya çalıştığı varyasyonlu oyunlarla, rakibi ciddiye alması ama mücadeleden vazgeçmemesiyle, krizde teknik ekibe verdikleri destekle. İyi bir lig takımı. Dün de Valerien Ismael’in yeni Beşiktaş’ına iddialı olduğu yerden sert sorular sordular. Özellikle ilk yarıda.

Karşı baskıları çok iyiydi. Sadece savunmadılar. Aynı rakipleri gibi direkt ve hızlı kaleye yönlendiler. Özellikle Necip Vida arasına iyi sızılar, Necip’i hataya ittiler. Süleymanov biraz sakin kalabilse henüz maçın başında Beşiktaş daha uyanamadan skoru da bulabilirlerdi. Ayaklar bu aşamada biraz dolaştı. Ancak ikili mücadele anlamında rakiplerinin önündeydiler.

Beşiktaş ise biraz farklıydı. Oyunun doğası gereği topa sahip oldular. Rıdvan’ın sıklıkla içe kıvrılarak oynadığı rolü Montero’yla sol kanattaki koridorları paylaşmaları ilginçti. Alex ve Batshuayi’ye buradan yakın bir destek vermek istediler.

Çalışkan oyuna rağmen

Ancak Ghezzal dışında ciddi bir hücum alanı beceri eksikliği vardı. Batshuayi’nin bu kadar hareketli ve çalışkan oyuna rağmen bu kadar baştan savma, rastgele şut ve paslar kullanması gibi. Bu anlamda çok özel bir vaka. İsmael’in, N'Koudou'yu kanada değil içe alıp, ardından Güven’i, Batshuayi’nin yerine oyuna almasına ise çok anlam veremedim.

Eldeki en iyi hücum bağlantısı Güven-Batshuayi. Burada Ghezzal’ı markajdan çıkarıp, N'Koudou’yu çizgiye çekip, Güven- Bathsuayi ikilisiyle şans aramak, rakibin stoper karakterine bakıldığında çok daha mantıklı bir çözüm olabilirdi.

Hele de Giresun iyice yorulmuş çıkamazken. Bunlar sanki kötü kararlar.

Mehmet DEMİRKOL / Fanatik