Karakullukçu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

TÜRKİYE YERİNE DİREKT AVRUPA'YI HEDEFLİYORLAR

Türkiye'de büyük takımlar 1990'da yaşıyor; bu çocuklar 2022'de yaşıyor. Ben liseye girdiğimde 2001 yılıydı. O yıllarda bizim hedefimiz, üniversiteyi Boğaziçi Üniversitesi'nde okumaktı.

Boğaziçi Üniversitesi Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor'dur. Şimdiki çocuklar ülkenin en iyi okulları yerine artık Almanya'da okumayı, Avusturya'da okumayı, Fransa'da okumayı hedefliyor.

Çocuklar olaya artık bizim neslimiz gibi bakmıyor. Ülkenin gidişatıyla da alakalı bir durum, daha toplumsal da bir mesele.

O yüzden eski kafa bir bakışla; "Bizim altyapımızdan çıkan oyuncu kayıtsız şartsız 15 yıl burada kalacak gibi yetişmeli" şeklinde düşünce artık geride kaldı. Asker yetiştirmiyorsun. 

50'DE BİRİ MAAŞ ALMAMALARI LAZIM

Genç oyuncular altyapıdan çıkarken çok temel, basit soru soruyorlar: Bu kulübün geleceğinde var mıyım yok muyum? Oynayacak mıyım oynamayacak mıyım? Değer görüyor muyum? Görmüyor muyum?

Takımdaki diğer oyuncular, benim sınıfımdaki diğer oyuncular ne kadar alıyor? Ben ne kadar alıyorum?

Bundan kastım, gidip de herkese 1, 5 - 2 milyon Euro vermek değil. Ama misal, aynı işi ya da belki daha iyi yaptığın işi yapan adamın 50'de birini almaman lazım. 5'te birini alman lazım.

OYUNCULAR ARTIK 'TAKIMDAKİ ROLÜM NEDİR' DİYE DÜŞÜNÜYOR

Burda, oyuncular artık birey olarak bakıyorlar. "Birey olarak bana ne kadar değer veriliyor? Benim bu takımdaki rolüm nedir? Hoca bana nasıl bakıyor? Yönetim bana nasıl bakıyor?" şeklinde bakılıyor.

Aslında dışarıdan getirdiğin herhangi bir yabancı oyuncu, herhangi bir yerli oyuncu seninle ne şekilde sözleşmeye oturuyorsa bu çocuklar da öyle bakmak istiyor.

Ama bizim kulüplerimizde 80'lerden 90'lardan kalma zihniyet olduğu için, "Beş yıl imza atsınlar ama en azından ilk sene ayda yirmi bin liraya, elli bin liraya oynasınlar" gibi bir bakış açısı var.

Hayır abi! Bu çocuk Beşiktaş 11'i seviyesinde bir futbolcuysa, Beşiktaş 11 seviyesindeki bir futbolcu gibi muamele görmek ister. Bu kadar basit.

İMZALADIĞI ÜCRETİN YARISINI TEKLİF ETSEYDİN... 

Emirhan İlkhan, Beşiktaş'la ilk kez sözleşmeye oturduğunda Beşiktaş 11' i oyuncusu değildi. Yeni terfi etmiş, yedekteki bir oyuncuydu. Bu çocukla profesyonel bir sözleşme yaparken, makul bir sözleşme yapsan...

Mesela Emirhan İlkan şu an Beşiktaş'tan, 1,5 ay önce imzaladığı sözleşmede 200 bin Euro' ya yakın bir para alıyor.

Sen bu sözleşmenin yarısını, yani 100 bin Euro' yu 6 ay önce versen serbest kalmasız, onsuz bunsuz imzalatırdın. Doğal olarak çocuğun önü de daha açık olurdu, Beşiktaş kulübü de rahat ederdi ve birçok şey çözülürdü.