Federasyon yüzde elli seyirci kapasitesi kuralının yanına bir kuralcık daha eklemişti... Deplasman yasağı!

Buna göre statta yalnızca ev sahibi takımın taraftarı olacaktı...

İyi...

Bu kuralcık yüksek ihtimalle pandemiyle ilintiliydi.

Ve sözüm ona şehirden şehre kovid denen mikrobun gezmesini ve yayılmasını önleyecekti...

Bu da iyi...

Soru şu. Ev sahibi takımın taraftarı diyelim ki Ankara'da oturuyor, maç da İstanbul'da maça gelmiyor mu?

Edirne'de oturuyor, Beşiktaş Passolig'i var.

Bir araba yapıp maçı seyredemiyor mu?

Antalya, Adana?

Her şehirden ev sahibi takımın maçını ev sahibinin Passoligi'yle seyredebiliyorsun!

Eee? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Cumartesi günü oynanan Beşiktaş-Fatih Karagamrük maçına Türkiye'nin her yerinden taraftar geldi Şeref Bey'de Beşiktaş'ı seyretmeye...

Nasıl olacak?

O yüzden demem şu ki; "Kural gözden geçirilmeli, amacından sapmamalı, Ve gerçeklerle yüzleşerek hedef konulmalı..." Lütfen birazcık futbolumuzla ilgilenir misiniz?!

HARBİ FİYASKO

Kural yazıcılar demiş ki; sahada 8 yabancı olacak...

Dememişler ki 3 yerli oynamak zorunda.

10 kişi kaldım atılan yerli sahada 8 yabancı var mı? Var.

Devam et o zaman.

Gazeteme yazı vereceğim aynı Sergen Hoca'nın dediği gibi dördüncü hakemin gazabına uğradık...

Hakemse vardır bir bildiği dedik.

Salih'in kırmızısından sonra Alex-Necip değişikliğine mecbur kaldığımızı sandık...

Ne bilelim biz hakemin hiçbir halttan anlamadığını!

Ve düşünün ki bu arkadaş hakemlik/hocalık yapıyor.

Her zaman söylüyorum ezberletilmiş her mevzu özünü kaybeder... Ruhu biter....

Al işte, bu yanlış yönlendirme sonucu biz maçı verseydik ne olacaktı?

Hesabı kim verecekti?

Futbolu bilmeyen federasyon mu?

Kuralları bilmeyen hakemler mi?

Bu arada bizim teknik ekibin ve bu işin okuyucularının da dersine iyi çalışması ve kuralları tamamen özümsemesi gerekiyor.

Ne demiş rahmetli Yemen abi?

"Malına sahip çık hırsızın başını belaya sokma!"

ATMA ELİNİ ARKA CEBİNE

Salih Uçan yeni heyecan ve büyük umutlarla geldi.

"Özellikle yerli statüsünde biçilmez kaftan olabilir." dedik.

Hâlâ da diyoruz... Şu an uyum sürecinde ve kendini kanıtlama çabasında...

Lakin konsantre sorunu yaşadığı kesin. Gördüğü kart bunun belgesi...

Ama benim mevzum bu değil. Gördüğü kartın gösteriliş şekli...

Evet doğruca aşiline basıyor rakibin. Ben olsam direkt veririm kırmızıyı.

Buraya kadar sorun yok. Sorun bundan sonra!

Çocuk yaptığının farkında bir anlık gaflete kurban gitmiş.

Formayı kaptırırsa bir daha alabilir miyim endişesi çökmüş yüzüne.

Bin pişman anlayacağınız.

Cüneyt Çakır'ın gözünün içine bakıyor.

"Yapma!" diye "Atma elini arka cebine" diye...

Tabii ki hakem kuralı uygulayacak.

Çocuk oyunu mu oynuyoruz?

Lakin adap denilen bir şey var değil mi?

Sakince gelir "Biliyorum istem dışı yaptığını ama kural böyle." deyip sırtını babacan bir tavırla sıvazlayıp yolcu edersin soyunma odasına!

Ne o öyle düşmanına silah çıkartır gibi.

Ben kartı suratına falan atacak zannettim.

Bu seviyede hakemin böyle davranması, Çok garip çok...

Alen MARKARYAN / Akşam