Beşiktaş ’ın transfer gündemindeki Lyon’un stoperi Marcelo Guedes, The Players Tribune sitesi için Manchester City ile oynayacakları maç öncesi çok özel bir yazı kaleme aldı. Marcelo, yazısında Juventus’u nasıl elediklerinin detaylarını anlatırken, geçmişle ilgili de daha önce hiçbir yerde çıkmamış önemli anılar paylaştı. Tecrübeli oyuncu, Şampiyonlar Ligi için de umutlu ifadeler kullandı. 

İşte Marcelo'nun yaptığı flaş açıklamalar:

'Herkes kaybedeceğimizi düşünüyordu'

"1 hafta önce Lyon’un takım otobüsünde maç için Juventus’un stadına doğru gidiyorduk ve herkes, bizim maçı kaybedeceğimizi bekliyordu. Aklımdan bu sırada birçok şey geçiyordu. Son 16 Turu ilk maçından 1-0’lık avantajımız vardı ama Juventus’la karşılaşıyorduk. Maç öncesi Juventus, Serie A’da üst üste 9. şampiyonluğunu kazanmıştı. Covid 19 salgını sebebiyle Fransa Ligi iptal edilince, son 5 ayda sadece 1 resmi maça çıkmıştık. Bu açıdan baktığımızda insanların bizim elenmemizi beklemesi gayet normaldi" 

'Bu kitap kazanmamıza yardım etti'

"İnsanların bilmediği bir şey ise kısa bir zaman önce kişisel finansla ilgili çok iyi bir kitap okumamdı. Kulağa hoş geliyor ama bu kitabın Juventus’u elememizde bize yardımcı olduğunu düşünüyorum. Kitabı okudum çünkü ekonomi ve finans üzerine çalışıyorum. Kitabın ismi The Millionaire Real Estate Agent ve yazarı da Gary Keller. En önemli kısımlarından biri ise her zaman yüksekleri hedeflemeniz gerektiği üzerine. Eğer bunu yaparsanız, asla mümkün olmadığını düşündüğünüz şeyleri başarabilirsiniz. Kitabı okurken, kafamda bir ışık yandı. Eğer bu anlatılan finans konusunda işe yarıyorsa, neden futbolda da bir benzeri olmasın"

'Neden beklenmedik bir şey yapmayalım'

"Bu arada otobüse bindiğimizde takım arkadaşlarıma, eğer inanırsak, Juventus’u yenebileceğimizi, bunu başarabileceğimizi söyledim. Bu kulağa oldukça basit gelebilir ama kazanabileceğini söylemekle, buna inanmak arasında büyük bir fark vardır. Onlara söylediğim şuydu: Beyler, futbolda birçok beklenmedik şeyler gördük. Neden biz de bunlar gibi beklenmedik bir şeyi yapamayalım? Ayrıca onlardan Juventus’u elemeyi ve Şampiyonlar Ligi’ni kazanmayı da hayal etmelerini istemiştim. Çılgınca mı? Belki. Ama Lyon büyük ve tarihi olan bir kulüp. Bu yüzden büyük düşünmekte de haklı mıyız?"

'Görevim Ronaldo’yu durdurmaktı'

"Bazı takım arkadaşlarımla özel olarak konuştum. Bunlardan biri de Memhips Depay’dı. Depay’, 2011-12 sezonunda PSV Eindhoven’da A Takım’a çıktığı günden beri tanıyorum. O zamanlar PSV’de oynuyordum. Depay güçlü bir karaktere sahip. A Takım’a çıkmasından çok zaman geçmeden bir idmanda ona sert girmiştik. O pozisyondan sonra üzerime yürüdü ve benimle kavga etmek istedi! Depay’a, Juventus maçı öncesi, ‘Şampiyon olacağımıza sadece inanmalıyız’ dedim. O da, ‘Haklısın, haklısın, hadi şu işi yapalım’ cevabını verdi. Otobüsle stada doğru giderken aklım hep maça dönüyordu. Benim görevim Cristiano Ronaldo’yu durdurmaktı"

'Bazen en iyisi kafanızı temizlemek'

"Hocalarımız bize ihtiyaç duyduğumuz tüm taktik bilgilerini verdi. Sahip olduğumuz uygulama üzerinden karşılaşacağımız oyuncularla ilgili videoları da indirdik. Ben her şeyi izledim ve bazı şeyleri fazlaca düşündüm. Bir profesyonel futbolcu olarak hayatı çok yoğun yaşıyorsunuz, özellikle maçlardan önce ve sonra adrenaliniz her üç günde bir inanılmaz şekilde yükseliyor ve alçalıyor. Bazen en iyisi kafanızı temizlemek aksi takdirde aklınızı tamamıyla kaybedebilirsiniz"

'Tete bu evde yaşadığımıza inanamadı'

"Takım arkadaşlarımdan Kenny Tete’ye teşekkür etmeliyim. Bana Juventus maçını hızlıca unutturdu. Otübüste giderken Hollandalı sağ bekimiz Kenny hemen yan koltuktaydı. Bir anda bana, ‘Bütün Brezilyalılar ‘favela’dan (Brezilya’daki gece kondu mahallelerine verilen isim) mı gelirler?’ diye sordu. Kenny’ye onlardan biri olduğumu söyledim ve telefonu elime alıp, ona Sao Vicente’deki (Sao Paulo Eyaleti’ndeki küçük bir şehir) çok küçük tek odalı bir ev gösterdim. Ona, yağmurlu havalarda tavandan nasıl suyun sızdığını ve suyun bazen evimizin içinde 1 metreye kadar yükseldiğini söyledim. Eşyalarımız adeta dağılıyordu. Bu evde annem, babam ve iki kız kardeşimle yaşıyorduk. Kenny çok şaşırmış bir şekilde bana saktı ve ‘Marcelo, bu inanılmaz’ dedi"

'Arabayı aldım, Lüksemburgo çıldırdı'

"Kenny’ye bunları gösterirken bir hayli duygusallaşmıştım. Bir anda tüm anılarım üzerime doğru yeniden geldi. Tıpkı Santos’un futbol turnuvasında oynamak için 1 saat bisiklet sürmem ve nasıl akademiye alınmamdaki günler gibi… Vanderlei Lüksemburgo hocam, beni Santos’ta A Takım’a aldı ve bana finans üzerine okumam anlamında önderlik etti. Çok sert bir adamdı. A Takım’a çıkmamdan kısa bir süre sonra Lüksemburgo, araba parkında beni, yeni aldığım Merivo Sport model arabamla fark etti. İlk arabamdı ve neredeyse benim için bir Ferrari ve Lamborghini’ydi ama Lüksemburgo beni görünce adeta patladı" 

‘Bu b.ktan arabada yaşayabilecek misin?’

"Lüksemburgo, beni parkın orda gördükten sonra, ‘Hey sen gel buraya. Ne b.k yiyorsun orda bununla! Henüz kendi evine sahip olabildin mi? Bu b.ktan arabada yaşayabileceğini mi düşünüyorsun? Ailenin gerçekten buna ihtiyacı var mı? Çok sinirliydi ve ardından menajerimi aradı.. Ve onun aklı olduğuna anladım. Sonrasında ailemi Santos’a taşıdım ve onlara bir daire aldım. Birkaç yıl sonra okumaya karar verdim ve finansı seçtim. Özellikle Brezilya’da birçok futbolcu emekli olduktan sonra iflas ediyor. Bunun benim başıma gelmesini istemedim. Sanırım bunun için Lüksemburgo’nun o nasihatlarına ihtiyacım vardı"

'Gece kondudan Şampiyonlar Ligi’ne…'

"Otobüsün içinde Juventus Stadı’na doğru giderken Brezilya’daki zamanlarımı düşündüm. Yolculuğumun ne kadar çılgınca olduğunu fark ettim. Sao Vicente’deki bir gece kondu mahallesinde küçük bir çocukken, şimdi Lyon için büyük bir Şampiyonlar Ligi eşleşmesinin içindeydim. Bu gerçekten beklenmedik bir şey. Çünkü hayatımda beni farklı yönlere sokacak bir çok şey olabilirdi. Bunlardan biri de bu sezonun başlarında gerçekleşti ve bu yılın başında Lyon’dan gerçekten ayrılmayı düşündüm" 

'O taraftara ileri gittiğini söyledim'

"Neler olduğu hakkında konuşmak benim için gerçekten zor çünkü acı verici zamanlardı. Lyon’u seviyorum ve 3 yıldır buradayım. Her zaman sahaya çıktım ve yüzde 100’ü mü verdim. Ancak geçtiğimiz yılın Ekim ayında Benfica’ya deplasmandaki Şampiyonlar Ligi maçında 2-1 kaybettik. İki berbat hata yaptık. Lisbon’da havalimanında bir grup Lyon taraftarı bizi bekliyordu. İçlerinden taraftar grubunda söz sahibi biri çok agresif şekilde üzerimize geldi. Sonuçtan dolayı hepimiz çok üzgündük ama bu adam çok ileri gitti. Buna müdahale etmek istedim ve ‘Yanılıyorsun. Bu şekilde davranamazsın. Bunun bizi de üzdüğünün farkında mısın? Sence futbol bizim için bir tür şaka mı?’ dedim"

'Ayrılmam gerektiğini hissettim'

"Taraftar grubundaki kişinin karşılığı iyi değildi ve tartışmaya devam ettik. Benim açımdan bu grupla iliştim iyi değildi. Çünkü ne zaman sahada olsam, küçük bir taraftar grubu beni lanetliyordu. Bana karşı pankart bile açmışlardı ve haftalarca böyle gitti. Bunun benim ve ailem için ne kadar zor olduğunu hayal edin. Stada gidiyorlar ve tüm kötü sözleri duyuyorlar. Ayrılmam gerektiğini hissettim ve Başkan Jean Michel Aulas’la görüştüm ve ona, kalmam ya da gitmemin kararının kulübe ait olduğunu söyledim. Hem Başkan Aulas hem de hocamız Rudi Garcia kalmamı istedi, ben de öyle yaptım"

'Özür dilemek akıllıcaydı'

"Havalimanında taraftarla yaşadığım olaydan dolayı pişmandım. Duygularımı kontrol edemedim. Ocak ayında Bordeaux’yu yendiğimiz maçtan sonra taraftarların yanına gittim ve tartışma yaşadığım kişiden özür diledim. Orada kendisine, ‘Hepimiz aynı hedefler için savaşıyoruz. Belki dünyadaki en iyi stoper değilim ama her hafta kulüp için her şeyimi ortaya koyuyorum’ dedim. Bu sırada biri bu anları kameraya almış. Birçok insanın kalbine dokunduğumu düşünüyorum. Hatta arkadaşlarımdan biri o dönem bunu izledi ve ağlamaya başlamıştı. Bu özür, taraftar grubuyla ilişkilerimin daha iyi hale gelmesini sağladı. Omuzlarımdan büyük bir yük kalktı. Kim haklı ya da haksız bir kenara, herkesin hayatına devam edebilmesi için özür dilemenin akıllıca olduğunu düşünüyorum. Bu hikayenin hem takımı hem de beni daha güçlü hale getirdiğine inanıyorum"

'Avrupa için iki şansımız vardı'

"Fransa’da futbol ertelendiği için ligi 7. sırada bitirdik ve Avrupa Ligi’ne bile kalamadık. Bence hükümet çok erken bir karar aldı. Ligi, Almanya ya da İngiltere gibi kapalı kapılar ardında oynayarak tamamlayabilirdik. Bunun yerine aylarca futbol oynamadık. Bu sayede Fransızca dersleri alabildim, yoga yapabildim, ekonomi ve girişimcilik hakkında daha fazla kitap okuyabildim. Temmuz ayında birkaç hazırlık maçıyla geri döndüğümüzde, Avrupa için iki şansımız olduğunu biliyorduk. Bunlardan biri Fransa Kupası’nda PSG’yi yenip, direkt Avrupa Ligi’nde gruplara kalmak, diğeri de kulüp tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’ni kazanmak. Bunun anlamı da ilk olarak Juventus’u elemekti"

'Son 30 dakika hayatımızı koruduk'

"Otobüs bir anda durdu ve Juventus Stadı’na gelmiştik. Soyunma odasında arkadaşlarıma, hedefimizi yüksek tutmamızı ve inanmamızı ve gerçekten inanırsak, her şeyin mümkün olduğunu hatırlattım. Sahaya doğru yürürken takımımızdaki inancı hissedebiliyordum. Maçta öne geçtik, daha sonra skor onların lehine 2-1 oldu. İlk maçtaki 1-0’lık avantajımızdan dolayı 2-2 olsa da onları eliyorduk ama bir gol daha yesek, eleniyorduk. Son 30 dakika adeta hayatımızı koruduk, çok açı çekti ama sonunda istediğimiz sonucu aldık"

'Favori değiliz ama sadece 3 maç var!'

"Son düdükle birlikte çılgınlar gibi sevindik. Soyunma odasına doğru bağırarak koşarken, ‘Size söylemiştim, bu mümkün’ diye bağırdım. Evet döndüğümüzde eşim Tatiane ve medya danışmanım Leo ile maçı konuştuk. Maçı bir kez daha izledim ve adrenalin, benim başka bir şey yapmama izin vermiyordu. Sonunda yorgun düştüm ve uyumaktan başka bir seçeneğim yoktu. Ama gerçekten inanılmaz bir geceydi. Şimdi ise çeyrek finaldeyiz ve Şampiyonlar Ligi hayalimiz için önümüzde sadece 3 maç var. 3 maç, 3 final. Favori olmadığımızı biliyoruz ama sadece 3 maç, maç? Gerisi boş. Lyon, şimdiden Şampiyonlar Ligi’ni kazanmanın hayalini kuruyor. Gerçekten başarabileceğimize inanıyoruz. Çünkü hayatta da olduğu gibi bu çılgın oyunun içinde her şey mümkün…"

Çeviren: Mehmet Çağrı Davran