Öncelikle Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ilk meclisi kurarak bir devrin sonunu başlattığı bu günü anarak başlamak isterim. Hepsine minnetarız. Daha sonrasında Ulu Önderimizin bu günü Çocuk Bayramı olarak ilan etmesi ise ayrı bir kıvanç unsurudur. Ayrıca bu günün şahsım adına önemi ise daha da farklı ve anlamlı. Rahmetli dayım, 23 Nisan 1978 yılında ilk defa mabedimizden içeri sokmuş ve maça götürmüştü. Sanırım çocuk bayramı olması sebebi ile hediyem oydu o günler için. Hayatımda aldığım en şanlı en şerefli hediye.

Geçelim gündeme. Tek gündem var şampiyonluk. İyi oynuyoruz kötü oynuyoruz o var bu yok o sakat bu sağlam bunlar artık bundan sonrası için faso fiso. Son 6 maç (hafta değil) başka oyunlara gebe olur bu ülkede. Başarılı olur olmaz bilemem ama denemler mutlaka olur. Son günlerde bazı büyüklerimden duyduğum, sosyal medyada gördüğüm üstü kapalı mesajlar var. Camiada paranoya düzeyinde şüpheler oluşmanın ayak sesleri sanki. Haksız mıyız bilmiyorum ama özellikle bizim yaşlar çok nem kapar hale geldik. Nasıl olmayalım? Terör örgütünün izinsiz olarak dinleme yaptığı 2010-11 sezonunda piyasaya dökülen tapeler hala kulağımızda sanırım. Zaten şimdi suçsuzuz diye gezenler mahkemeye sunulan delillerin haksız şekilde elde edilmesinden dolayı kabul görmediği gerçeğini görmezden geliyorlar. O zamanlar tarlaların ekilmesi hocaların aranıp icazet alınması falan telefon yolu ile oluyormuş deyip bu konuyu daha sonra baglama için park edelim.  Hatırlatalım bizim camiamız 2004 yılını yaşadı. Hani 8 puan önde başlanan Cem Papila sezonu. O seneyi yaşayanlar hafızasını zorlasın. Cem Papila’dan sonra bariz hakem hatalı maç kaybettik mi? Sistem mutlaka saha içinde piyon hakemlerini karşı tarafa çalıştırmıştır maçlarda üstümüze rakip getirtilmiştir o ayrı. Fakat böyle bariz hatalar olmamış idi. Peki Papilla’dan sonra 5 puan öndeyken neden açık ara şampiyonluk verildi ve 3. Olundu?  Beşiktaş camiası bilgilidir. Beşiktaş camiası herşeyin farkındadır. Lucescu ikinci yarının ortasında kendini yönetenlere içerde neler oluyor herşey kayıp gidiyor elimizden bir şey biliyorsanız deyiverin de uğraşmayalımı neden söylemiştir?  Yukarı da yazdım 10 sene önce iletişim telefon ile konuşma üzerine idi. Şimdi bakıyorum gençler flörtte bile telefonda konuşmayı en son çare olarak görüyor. Artık yazılımlar ile her türlü farklı iletişim mevcut.Paranın tek hakim haline geldiği, Avrupanın dev kulüplerinin bile para için oyunun ruhunu satma noktasına geldiği bu dönemde herşey ama herşey olabilir. Eskiden telefonun ucunda imamlar, tırnakçı Cemiller varken şimdi menajerler aplikasyonlardan gelecek mesajlara göre hareket edebilirler. Dedik ya nem kaptığımız halde düşünüyoruz; önümüzdeki hafta muhtemel uzun süreli tam kapamanmada taraftar tepkisinden uzak futbol endüstrisine yaıtırım yapan dev sanayicinin takımını şampiyon yapsak ne de güzel olur der mi sistem? Bunu başarmak için VAR gibi bir uygulamanın, sosyal medya gibi bir iletişim gücünün gözü önünde hakem üstünden başarması imkansız değil ama zor. Peki nasıl başarırlar kolayca? Sergen Yalçın’nın maçtan sonra sayın başkanın da hafta içi verdikleri mesaj lar kimlere ve ne tarafadır acaba? Neyse çok da kafa yormayalım bu şüphelere ve bitirelim yazıyı taraftar gibi. Bütün bu teoriye dayanan cümlelerin ardından şahsi tahminim en geç Galatasaray galibiyeti ile bu işin biteceği üstünedir. Beşiktaş futbol takımını oluşturan şerefli, namuslu topluluğun hakettikleri şampiyonluğa ulaşacaklarına inancım tamdır.