Beşiktaş 45 dakika boyunca oyunu sürekli domine etti. Karşı alanı geniş kullanıp çeşitli ofansif varyasyonları denediler. Adrese teslim ortalarda bomboş pozisyonda topla buluşan Diaby, Vida, Atiba ve Burak, Lung'u geçemediler. Sergen Yalçın'ın genel oyun stratejisi üretken ofansif anlayış. Bu maçta orta sahada Elneny ve Atiba da sürekli depar kulvarlarını çok zorladılar. Bir devre için rekor sayıda pozisyon bulundu, buna karşılık da riskli anlayışta hiç geniş alanda yakalanmadılar. Bunun da en önemli nedeni Necip'in çabukluğu ve alışılmış kesici özelliğiydi.


Devre arasında televizyon yorumlarına baktım, tam tahmin ettiğim analizleri dinledim. Ortak görüş, Necip'in çıkarılmasıydı. İkinci devre başladı ve hiç Kayseri rakip kaleye gelemezken Rıdvan'ın kişisel hatasıyla Beşiktaş skor dezavantajına düştü. Sonra beklenen Sergen Yalçın değişiklikleri geldi. Tabii ki bunların en başında da Necip'in oyundan alınışı vardı. Atiba ve Elneny'yi hücum ağırlıklı oynatırken, senin kontralar için sigortan olan Necip hiç oyundan alınır mı?


Bu değişikliklerden sonra hiç gelemeyen Kayseri, iki net ikinci gol fırsatını değerlendiremedi. Sonra da Beşiktaş beraberliği sağladı. Buna rağmen Kayseri bir kaçırdı, iki gol daha bulup maçı kazanmayı başardı. Hem de dar ve kapasitesi sınırlı kadrosunun en önemli oyuncusu Mensah'tan da mahrum olmasına rağmen... Sahanın yıldızları kaleci Lung ve her geçen gün üstüne katan Hasan Hüseyin'di. Ne yazık ki VAR uygulamasını beceremiyoruz. Diaby'nin ikinci yarı başındaki hareketi çok açık, net bir kırmızıydı. Ama VAR'dan bir müdahale gelmedi. Sonra da Burak'ın bir bayrak sonrası yardımcı hakemin burnunun dibine kadar gelip azarlamasına Arda Kardeşler'den ses çıkmamasını çok yadırgadım ve üzüldüm.