Şevval Sam'ın, Beşiktaş Dergisi'ne verdiği röportaj şu şekilde;

“Tabiatım, yaptığım her işte aynı şekilde tezahür ediyor. Hayattaki çeşitlilik beni nasıl heyecanlandırıyorsa, müzikal olarak da aynı şeyi yaşıyorum. Önce farklı bir tarzın titreşimleri dikkatimi çekiyor; içimde bir merak gelişiyor. O müziğe yoğunlaştıkça hem fiziksel, hem ruhsal hem de kültürel bir keşif süreci başlıyor. Süreç albüme dönüştüğünde, bunu insanlarla paylaşmak istiyorum.”

“Babam Fenerbahçeli, annem Galatasaray eğilimliydi. Ailede futbola özel bir ilgi yoktu ama ben beş yaşımda Beşiktaş formasıyla geziyordum. Futbolu çok seviyordum. İlk maçıma 1982’de gittim ve İnönü’de deniz tarafındaki açık tribünde izledim.”

“Maçları eskisi kadar takip edemiyorum. Etrafımda artık, futbolla ilgili çok fazla insan kalmadı. Bodrum Masalı setinde, ekibin çoğu Beşiktaşlı’ydı. Hep beraber formaları giyip maç izliyorduk. O zaman keyifli oluyordu. Futbolu hep çok sevdim, iyi de anlarım.”

“Oğlumun babası, Beşiktaş’ın yüzyılının on birinde yer almış, efsane bir futbolcu. Ondan daha iyi olamayacaktı ise, futbolcu olmaması hayırlı olmuş demektir. Oyuncu olarak beni fersah fersah aşacağı kesin ama...”

“Bağımsızlığım çok kıymetlidir. Karavan, özgür hissettiriyor beni. Mülk edinmek istemiyorum artık. On tane evim olsa ne işime yarayacak? Tek parçayım. İhtiyacımdan fazlası olmasın. Her ihtiyacımın olduğu bir karavanım olursa, kontağı çevirdim mi her yer evim olur.”

Haber Kaynağı: bjk.com.tr