Dün Beşiktaş’ta oynanan eğlenceli maçı iki ayrı perde olarak değerlendirmek lazım. 11’e 11 oynanan 48 dakikalık bölümde Beşiktaş’ın eylül ortasında başlayacak Devler Ligi macerası için umut veren yüksek bir vitesi vardı doğrusu.

Karagümrük’ün kendine özgü bir metodu var. Farioli metodu bu.

Süper Lig’in ilk iki haftasında ‘45 saniye ve üzeri pas serisi’ istatistiğinde lider konumdaydılar.

Sebebi de basit: Geriden ısrarla ve sabırla pasla çıkıyorlar.

Rakiplerinin kontrolsüz bir prese gelmesini bekliyor ve o dengesiz baskı geldiği anda kilit pasla ikinci bölgeyi transit geçiyorlar. Ahmed Musa’nın geçtiğimiz haftalarda o kadar rahat alan bulmasının sebebi de buydu zaten.

BEŞİKTAŞ İYİ ÇALIŞMIŞ

Ancak Beşiktaş belli ki Farioli’nin stratejisine iyi çalışmış.

Öne baskıya gittiler ama çalışılmış bir organizasyonla yaptılar bunu.

Bloklar arasını boşaltmadan gittiler.

Ersin’in dünkü iyi libero performansında da bu hazırlığın etkisi hissedildi kesinlikle.

Beşiktaş önde baskıyı planlı yapınca, Farioli’nin oyununu bozunca süper de bir 48 dakika oynadılar.

Libero Ersin yıldızlaştı.

Rıdvan-Musa eşleşmesinde genç sol bek göz doldurdu.

Rachid Ghezzal geçen sezonun devamı gibiydi.

Teixeira tescilli gollerinden birini attı.

Batshuayi de biri direğe, biri çizgiye takılan tam 5 pozisyona girdi.

Her şey doğru görünüyordu siyah-beyazlılar için.

İKİ BENZER KARŞILAŞMA

Sonra Salih’in kırmızı kartı geldi ve ikinci perde başladı maçta...

İlginçtir, dün bu maçtan 2 saat önce Tuchel de Sergen Yalçın’la benzer bir pozisyona düşmüş, doğru oyuncu değişiklikleriyle Liverpool’u etkisizleştirmişti.

Yalçın da kırmızı kart sonrası ivedilikle Necip’i sokup sayısal dengeyi sağladı orta sahada.

Son bölümde sol bekte Necip’le, stoperde Mehmet’le maçı bitirmek zorunda kalmasına rağmen Sergen Yalçın’ın da 10’a 11 performansı iki saat önceki Tuchel’i aratmadı doğrusu.

Uğur MELEKE / Hürriyet