Çınar' ın saptamalarından öne çıkanlar şu şekilde:


DOĞRU EKLEMELERİ YAPMAZSAN EKSİK KALIRSIN

Biz Türkiye'de "Bu böyle oynanır, öyle oynanmaz"a biraz fazlaca takılıyoruz ve işin gerçeğinden, ana fikirden uzaklaşıyoruz. Yani, misal 3'lü oynarken orta sahada eksik kalır mısın? Yoksa 3'lü oynarken, Gasperini'nin stoperleri gibi onları sürekli orta sahaya atarsan fazlalık mı olursun? Bunlar hep kurgu üstüne, oyun kurgusu üstüne. Doğru eklemeleri yapmazsan eksik kalırsın.

Beşiktaş'ta 3'lü oynarken de bir sıkıntı vardı. Çünkü Beşiktaş'ın savunmadaki özellikleri takımı ileriye doğru atmıyordu. Veya bir orta sahalaşan, iç alanı kullanan oyunculardan yoksundu. Buraya kadar da her şey doğru. Ama zaten yönetimler ve teknik direktör bunu çözebilmek için var. 


SONRA BEN NE YAPTIM DİYE DÜŞÜNÜR

Yani "Bu olmadı, Türkiye'de 3'lü oynanmaz, 3'lü sistem dediğin nedir ki gibi noktalar üzerinden konuşursan ve teknik direktör üzerinde bir baskı oluşturursan, teknik direktör de Ghezzal'ın golüne sevinir ama sonra muhtemelen kendi içinde ben ne yaptım diye de düşünür. 


KARTAL ÜMRANİYE'DE O POZİSYONDA OYNAMIYORDU

Kartal'ı İsmael'e ifade ettiler mi? Yoksa kendi gördükleri ışığında mı Kayserispor'a karşı hazırladı bilmiyorum. Kartal Ümraniyespor'da 4'lü savunmanın hemen önündeki pozisyonun oyuncusuydu.

Yani, Kartal Ümraniye'deyken yarım alanlara koşu atan, toplu alanda topsuz kalabalık yaratmaya çalışan, rakibin savunmasını şaşırtan bir adam değildi. En fazla katkıyı da o pozisyonda oynarken verdi. Derin oyun kurucuydu. İlerideki adam değildi. Salih'i defansın önüne çektiğinizde onun da etkinliği düştü. O da tam bir derin oyun kurucu değil. 

Bunları, oyuncuyu iyi tanımamasına bağlıyorum. Ya da tanıyordu ama daha farklı bir şey yapmak istedi.. Belki de Kayserispor'un yoğun baskısından korktu. Kartal'a hata yaptırtmamak isteyip oyuncu korumak amaçlı bir düşünce var mıydı? Bazen oyuncuyu kaybetmek pahasına bile oynarsınız.