Beşiktaş ummadığı, beklemediği bir darbe ile elindeki maçı Adana Demirspor’la paylaştı.

Açık farkla öne geçtiler, gevşediler ve kontrolü kaybettiler.

Siyah-beyazlılar; Montero, Josef ve Rıdvan ile 3-0’ı yakaladıktan sonra son yarım saat içinde dağıldılar.

Bu şok sonucu yaratan en önemli unsur, Sergen Hoca’nın Oğuzhan, Pjaniç ve Larin’i 65’de oyundan alıp Salih, Atiba, Kenan’la takımının volümünü düşürmesiydi.

Başlangıçta oyun temposunda belli belirsiz bir yavaşlık olmasına rağmen uyum içinde oynuyordu Beşiktaş.

Adana Demirspor’un fenomen oyuncusu Balotelli kenarda bekliyordu..

Assombalonga ile gol aradı konuk takım. Asla teslimiyetçi değillerdi.

Pjaniç gibi beynini ayaklarında taşıyan bir oyuncuyla Beşiktaş rakibi önünde fark yaratıyordu.

Ancak golleri de bulduktan sonra takım rakibinin hamlelerini hesaplamadan vites düşürdü.

Sergen Yalçın, Rosier ve Ghezzal’ı bir arada oynatmanın rahatlığını sergiliyordu başlangıçta..

Antalya’daki golcülerden Rıdvan ile Larin’in birlikte olumlu bir performans gösterdiğini de söyleyebiliriz.

Pjaniç’in kornerini kafa ile tamamlayan Montero, Dortmund’dan sonra ikinci golünü de Adana Demirspor’a attı.

Bu onun kariyerindeki ilk lig golü. Vida’nın yokluğunda çok çalıştı.

Gol atmasına rağmen Demirspor’un golünde şanssızdı...

Sol ayaklı stoper olarak her zaman hazır ve dikkatli olmalı.

Beşiktaş’ın attığı ikinci gol de çok ilginç.

Jozef, orta alandan akıllı bir topla Batshuayi’yi görünce yüzde yüz gol fırsatı doğdu..

Önce Deli’nin Batshuayi’ye müdahalesi vardı.

Kaleci Ferhat ikili mücadele bitmeden çıktı ve takım arkadaşıyla çarpışınca top havadan süzülüp ağlarla buluştu..

Bence Ferhat erken çıkışta hatalı ama, iki oyuncunun düşmesi onu da düşürünce faturası gol oldu.

Rıdvan’ın attığı üçüncü gol, asistçi Ghezzal’ın gösterisiydi. Alkışa değer.

Maç 60. dakikada beklenmeyen Demirspor rüzgarıyla ters akıma dönüştü.

Vargas’ın attığı gol, Demirspor’a yeni bir ilham kaynağı oluşturdu.

65’de Oğuzhan, Pjaniç ve sakatlanan Larin oyundan çıkarken Salih, Atiba ve Kenan görevi devraldılar.

Ardından 67’de Montella’nın Stamboli-Balotelli hamlesi geldi…

10 dakika sonra da Ghezzal-Gökhan değişikliği.

Beşiktaş’ın ritmi bozulurken Demirspor’un baskısı arttı.78’de Balotelli’nin skoru 3-2’ye getiren golü ev sahibinin kimyasını bozdu.

Saldıran takımdan savunan takıma dönüşemediler. 90+6’da Balotelli yeniden karıştırdı ortalığı. Kale içindeki karambol golle sonuçlandı.


Golden sonra Balotelli’nin çirkin, saygısız ve küstah davranışına tanık olduk.

Beşiktaş kulübesine dönerek “Sizde kafa yok” der gibi işlaretlerle konuşmaya başladı.

Ali Palabıyık sarı kartını gösterdi. Maç sonrası Sergen Yalçın’ın açıklamalarına göre, geçen yıl kendisini Beşiktaş’a transfer etmemesine tepki (!) gösteriyordu.

Gerçekten, bir yıl önce Balotelli’nin Beşiktaş’a fayda sağlayacağını yazmıştım.

Ancak Sergen Hoca “Onu alırsak yönetemeyiz” diyerek veto edince konu kapandı.

Demek ki araya giren menajerler, her hikayeyi Balotelli’ye anlatmışlar.

Ne güzel.. Transferi ayarla, parayı kap, olmayınca dedikodu yap!.

Son düdük beklenirken korner ve bir gol daha. 3-3..

Maç düşüyor Beşiktaş’ın elinden.


Bu maçta Ali Palabıyık’ın kronometresini eleştirmeye niyetim yok.

Zaman, Palabıyık’ın vicdanı ile düdüğü arasında, kendi bilir.

Balotelli’nin maç sonunda provokasyon yapıp yapmadığı da incelenmeli ve hakem-gözlemci raporları dikkatle alınmalı.

Montella, Adana Demirspor’u direnen, tehdit eden ve geri dönebilen bir takıma dönüştürmüş.

İtirazımız ona ve gollere değil, edepsiz Balotelli’ye.

Sergen Yalçın’ı yine de takdir ettim…

Maça felaket olarak bakmadı, beraberliği son derece doğal karşıladı.

Ders çıkarırlarsa, bu beraberlik çok yararlı olabilir.

Attila GÖKÇE / Milliyet