Yeni Malatyaspor gibi düşme potasında olan takımlarla oynamak her zaman sıkıntılıdır... Ne oynarlar, ne de oynatırlar...

Güç dengesinde fark olduğu gerçeğiyle de 'En azından gol yemeden maçı bitireyim' çabasına girerler.

Bu düşünce dün bir süre işe yaradı.

Malatya'daki iklim ve zemin şartlarında bir de rakibin katı savunması işin içine girence oynamak isteyen takımların sakin kalması kolay olmuyor.

Kazanmak isteyen Beşiktaş, oynamayı değil, sürekli oynatmamayı düşünen bir rakibe karşı sabırlı olup, denemekten vazgeçmeyerek istediğini aldı.

Pozisyon olarak belki çok zenginlik yoktu ama oyun gücü olarak çok büyük bir fark vardı.

Aslında bu tür şartlarda golü bulduktan sonra iki seçeneğiniz vardır.

Ya bir an önce ikinci golü atıp, rakibi tamamen düşürmek ya da olan şartları doğru analiz edip attığınız golün getireceği 3 puana sahip çıkmak. Yani işin savunma tarafını daha iyi yapmak

Beşiktaş, Emirhan ve Güven'i oyuna alarak ikinci golü bulma yolunda tercihini yaptı.

Aynı şekilde Malatyaspor'dan gelen Adem ve Tetteh hamlesini de göz önünde bulundurmalıydı.

Pozisyon vermediğiniz maçta gol yemek, oyuncunun canını daha çok acıtır.

'Bu maç bu hale nasıl geldi?' diye kendinize binlerce kez sorarsınız ama cevabını veremezsiniz.

Üstelik Emirhan, Vida ve Batshuayi ile direkten dönen toplar da var.

Futbol kendi içinde detaylar barındırır. Bazen 'olmaz' dediğiniz birçok şey önünüze gelir.

Beşiktaş, çok net kazanabileceği ve hak ettiği bir maçta puanları detaylar nedeniyle rakibiyle paylaşmak zorunda kaldı.

Ali GÜLTİKEN / Sabah