Beşiktaş 'ın eklirenini/artılarını masaya yatırılıyor; . Zafer Büyükavcı sordu, Mehmet Demirkol, Cem Dizdar, Faik Çetiner ve Deniz Çoban yanıtladı...

1- Beşiktaş’ın geride kalan üç haftada artıları/eksileri nelerdi?

2- Sergen Yalçın’ın performansını nasıl değerlendirirsiniz?

3- Sezona en hazır giren ve hiç hazır olmayan oyuncular size göre hangileri?

MEHMET DEMİRKOL - BATSHUAYi’Yi BiRAZ DAHA TAKTiĞE BAĞLAMAK ŞART!

Sergen Yalçın geçen senekinden daha geniş bir kadroya sahip.

Artık kendisini ispatlamış durumda. Arkasında büyük bir destek var.

Ekibi iyi çalışıyor. Ligin kodlarını da çözmüş görünüyor.

Yeni sınavı, Şampiyonlar Ligi. ‘Master derecesi’ni de orada almak istiyor.

Bu senenin, geçen seneden bir diğer önemli farkı da Sergen Yalçın’ın ‘kulübün süperstarı’ unvanını Pjanic, Teixeira ve Batshuayi gibi oyuncularla paylaşacak olması.

Geçen yıl işin başında sadece o vardı ve takımın yarısının star seviyesine çıkmasında büyük rol oynadı.

Şimdi durum farklı. Sergen Yalçın bunu mesele etmez. Ana yönetmesi gereken bir durum olduğunu da biliyordur.

Orta sahadaki hem geniş hem de derin kadro ligin en iyilerinden. Atiba’yı dinlendirebiliyor.

Pjanic sonrası Atiba-Souza ikilisini de dinlendirmek için kenara çekebilir. Teixeira forma bulabilmek için Salih ve Pjanic’i geçmesi gerektiğini biliyor.

Sergen Yalçın yeni bir çağ açabilir!

Gelen ‘6 heyecan verici oyuncu’ya karşı sadece Abou’yu kaybettiler. Stoper ve santrfor derinliği dışında kadro tamı tamına düzgün görünüyor. Batshuayi’yi biraz daha taktiğe bağlı bir oyuncu yapmak şart. Pjanic çok yönlü bir oyuncu ama tek bir pozisyonu (en iyisi iki 8’den biri) sindirirse daha çok katkı sağlayacaktır.

Sorular ise şu: Stoper ve santrfor ekibi bu yoğun fikstürü kaldırmak için yeterince derin mi? Her ne kadar kadro korunmuş olsa da 11’e girecek starları oyuna ısıtmak zaman alabilir.

Şampiyonlar Ligi başarılı ya da başarısız olun, yıpratıcı oluyor. Özellikle kiralıklar için ŞL macerası bitince, konsantrasyon sağlamak kolay değil.

Sergen Yalçın’ın önündeki sınavlardan biri de bu. Geçen yıl Abou ilk ‘akan oyun golü’nü 10. haftada atmıştı.

Bu yıl 10. Hafta geldiğinde ŞL’nin ilk devresi bitmiş olacak. Bu bir taraftan keyifli, bir taraftan yıpratıcı koşuyu psikolojik açıdan da en iyi şekilde geçirmek önemli.

Geçtiğimiz 3 haftada geçen senenin başından çok daha iyi ama en yüksek performansının biraz gerisinde bir oyun gördüğümüzü düşünüyorum.

Ligi ayrı, Şampiyonlar Ligi’ni ayrı düşünebilmek önemli. Sözün özü: Sergen Yalçın geçen sene çok özel bir iş yaptı.

Bu sene devam ettiremezse ‘tarihte parlak bir yaprak’ olarak kalabilir. Ama ettirirse de belki ‘bir çağı açan adam’ olacak.

FAİK ÇETİNER: BEŞiKTAŞ’IN BAŞAĞRISI OLACAK SORUNU BELLi: 8+3

Geçen yılın şampiyonu Beşiktaş, geçmiş yılların aksine yeni sezona güç kaybederek değil, çok daha fazla güçlenerek girdi.

Avrupa’da isim yapmış yıldızları (Alex Teixeira, Batshuayi, Pjanic gibi) kadrosuna katarak rakiplerine ‘gözdağı’ verdi.

Ancak ilk 3 haftada gördük ki, Beşiktaş yüzde 100 hazır değil. Sergen Yalçın kısa zamanda takımını istenilen düzeye getirir.

Yeni transferlerin takıma uyumu, fizik güç kazanmaları elbetteki biraz zaman alır.

Geçen sezon takımıyla birlikte müthiş bir performans sergileyen Sergen Yalçın moralli ve keyifli. Üstelik bu sene elinde alternatifli geniş bir kadro var.

Sergen hocanın bu sene en büyük baş ağrısı (8+3) kuralı olur. Düşünün...

Elinizde süper oyuncular var ama, siz bunları bir arada kullanamayacaksınız.

N’Sakala ve Atiba kulübeye girebilir

Şampiyonlar Ligi’nde 11 yabancıyla oynayacak Beşiktaş’ın, ligde hem oyun planı hem de takım tertibi sürekli değişikliğe uğrayacak.

Sergen Yalçın; Umut Meraş’ı defansın soluna yerleştirirse N’Sakala, orta alanda da Atiba genelde kulübede olurlar.

Yeni transferlerden Alex Teixeira ve Batshuayi istenilen düzeyde değiller. Buna karşın Pjanic’in hazır olduğu kesin.

Montero’yu da izleyip göreceğiz. Salih Uçan, Kenan Karaman, Mehmet Topal uzun lig ve kupa maratonunda çok iş yaparlar. Ayrıca kaleci Mert Günok’u takıma kim kazandırdıysa alkışlamak gerek.

CEM DİZDAR: ‘YÜKSEK OKTAN’LI YILDIZLARLA ŞAMPiYONUN UYUMU ÖNEMLi...

Beşiktaş’ın en büyük artısı, henüz gol yememiş olması.

Belki, kazandıkları maçlar da dahil gösterişli bir oyun gösteremediler ama savunma dirençleri sezon başı açısından iyi görünüyor.

Böylece gösterişli oyuncuları gelmeden ligin üstünde kalmayı başardılar.

Eksileri ise oyunları ‘kazanma garantili’ değil ve geçen sezonun çoğu maçında olduğu gibi bazı oyuncuların bireysel performanslarına fazlaca bağımlı görünüyorlar.

Ve yeni transferlerle bu bağımlılık daha da artma ihtimali barındırıyor. Yine de geçen sene şampiyon olurken yakaladıkları dönemsel ritimler konusundaki tecrübeleri en büyük yardımcılarından biri olacaktır.

Unutmadan ‘üç yerli’li düzeni kimlerle tesis edecekleri de hayli önemli.

Sergen Yalçın’ın performansı, ilk üç hafta için gayet iyi.

Sonuçta yüksek oyun kuramasa da öyle ya da böyle takımını tepede tutuyor.

Lakin ünlü 8+3 (Bu kuralın adı neden 3+8 değil, o da tuhaf ya) tartışmasındaki tutumu; oyunu teori/bilgi düzeyinde takip ettiği konusunda soru işaretlerine neden oldu.

Yalçın da ‘hakemle oynama’ konusunda kendinden önceki ‘Buruk, Çalımbay, Kocaman’ hattına eklenecek gibi ilerliyor.

Ghezzal toptan biraz uzaklaşacak!

Beri yandan Teixeira, Batshuayi ve Pjanic gibi ülke için ‘yüksek oktanlı’ kariyerlerle şampiyon takımın uyumunu sağlama konusunda neler yapacağı da bir başka merak konusu...

Ancak gerek taraftar gerekse medyadaki yüksek kredisinin bu konuda elini güçlendireceği de bir gerçek.

Kalede Ersin geçen yıldaki görüntüdeydi ilk üç maç.

Arkasında Mert Günok gibi daha sağlam bir kaleci ile daha yükselebilme ihtimali var.

Oyun kurmada Mert’ten alacağı destek/bilgi yükselişini hızlandırır.

Rosier’in geçen sezonun gerisine düşeceğini sanmam ama yeni transferlerle birlikte Ghezzal’ın top kullanma oranının ciddi anlamda düşeceği öngörülebilir.

Pjanic, Teixeira, Batshuayi’nin isimleri zaten beklentiyi arşa çıkarıyor.

Böyle bir kadroyla artık yapılabilecekler için gözler oyuncularda değil teknik ekipte olacaktır.

DENİZ ÇOBAN: ÜÇ MAÇTA SADECE BiR DEVRE HAYALKIRIKLIĞI YARATTILAR

Beşiktaş sezonu seyircisi önünde Rizespor maçıyla açtı. Sahada iskeletini koruyan ve kaldığı yerden devam eden bir Beşiktaş vardı.

Futbolcular ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlardı.

Buna karşın 2. hafta Gaziantep deplasmanında, ilk haftanın takımından eser yoktu.

3. hafta Karagümrük karşısında bu kez neredeyse bir devre 10 kişi oynamalarına rağmen kazanmayı başardılar.

Gaziantep maçının ilk yarısını saymazsak; Beşiktaş’ın temposu, savunma gücü ve hücum zenginliği en büyük avantajı.

Üç büyükler arasında eksiği en az olan takım, Beşiktaş.

‘Birlikte oynama alışkanlığı’ olan oyuncuların fazlalığı, Beşiktaş’ın işini ilk haftalarda hayli kolaylaştırıyor.

Alternatifli bir kadroları var. Beşiktaş için bir olumsuzluk yazacaksak; o da Aboubakar’ın yokluğu olabilir .

Her ne kadar yerine transfer yapılsa da, Aboubakar’ın yeri kolay dolacak gibi durmuyor.

Salih 40 yıllık Beşiktaşlı

gibi Sergen hoca için ‘çıraklık’ ve ‘kalfalık’ dönemi tamamlandı. O artık şampiyon ve ‘usta’ bir teknik direktör.

Takımına hakimiyeti üst düzeyde. Salih Uçan ve Kenan Karaman’ın uyumu çok iyi gerçekleşti.

Beklenenden daha iyi giriş yaptılar. 40 yıllık Beşiktaşlı gibiler.

39 yaşında Atiba halen orta sahanın maestrosu. Kanadalı’nın temposundan ve oyuna katkısından eksilen bir şey yok.

Teixeira, Batshuayi takıma katkı sunacaklarını gösterdiler, ancak henüz hazır değiller.

Kaynak: Fanatik