Büyüka'nın Milliyet'teki köşesinde kaleme aldığı yazı şu şekilde:

Fren yaptılar

Valerien İsmael, ilk maçında kenarda, Beşiktaş takımı sahada “5. vites” görüntüsü verdi. Ama bakıyorum, sonraki her maçta kenarda Valerien, sahada Beşiktaş takımı vites küçültmeye başladı.

4. vites, 3. vites derken, iyice frene bastı. Tamam, “Sürat felakettir” de, bu kadar da “gaz kesmek” futbol adına hiç doğru değil...

Savunma perişan

Beşiktaş geri dörtlüsü perişan durumda... Belki de ligin en rahat, en kolay, en basit gol yiyen geri dörtlüsü Beşiktaş’ta... Örneğin Kasımpaşa’nın ilk golünde top Vida’nın önünde sekerken, Muleka ne zaman geldi, ne zaman o topa vurdu, Vida bile buna şaşırdı.

İkinci golde Vida rakibini resmen kaçırdı. Bir kişi kademeye girip Ben Ouanes’in önüne çıkamadı. Üçüncü golde, Umut Meraş’ın çalımla çıkma merakı, ağır bir fatura olarak Beşiktaş’a geri döndü. Orta alanda Pjaniç’in yumuşaklığı, Josef’in yanında ikinci bir Atiba olmayışı, işi daha da çıkmaz yollara sokuyor.

Sırtımız yerden kalkmıyor!

Beşiktaş - Kasımpaşa maçında ayrıntı gibi görünebilir, ama çok önemli... Beşiktaşlı Emirhan maçın sonlarına doğru yerde yatıyordu. Josef orta sahadan koştu geldi, Emirhan’ı elinden tutup kaldırdı.

Muhtemelen, “Yatma, kalk oyuna katıl” dedi. Bu mutlaka olmalı... Biri Beşiktaş’ın ustası, diğeri genci... Ama hangi takım olursa olsun her takımın genci-yaşlısı, yerlisi-yabancısı yerde... Türk futbolunun sırtı yerden kalkmıyor.