DİRİLİŞ AHMET NUR ÇEBİ; KURULUŞ SERGEN YALÇIN!

Hocası ve futbolcularıyla adeta bir baba şefkatiyle ilgilenen samimi bir Başkan... Tatlı-sert disiplini olan, oyuncularının gözünde futbol kahramanı bir teknik adam... Başkan-hoca birlikteliği takımı kenetledi ve Kartal emin adımlarla zirveye tırmandı!


Sergen Yalçın daha önce çalıştığı takımlarda uzun süre kalamadı!.. Sergen Yalçın takımda disiplini sağlayamaz! Sergen Yalçın'ın liderlik özellikleri yok!.. Ne masallar dinledik Sergen Yalçın göreve geldiğinde... Hatta sezon başı Beşiktaş Avrupa ve Lig'de arka arkaya yenilgiler alınca hoca resmen bıçak sırtı bir konuma gelmişti...


Sonra... Başkan Ahmet Nur Çebi ve Emre Kocadağ başta tüm yönetim hocanın yanında durdu, kadroya ve Sergen Yalçın'a güvenlerinin tam olduğunu söylediler... Yetmedi, sadece önemli maçlarda değil neredeyse her maç öncesi kamplara gidip takıma desteklerini en net şekilde ortaya koydular....


Kamp demişken... Bilen bilir futbolcu kampı sevmez... Diyelim ki Pazar maç varsa, cumartesi akşam 17-18 toplanmalı kamp koyan hocaya bile ters ters bakarlar... Birçok hoca da bu nedenle ya kamp koymaz ya da toplanma saatlerini mümkün olduğu kadar geç yapar....


Sergen Yalçın bunun tam tersini yaptı. Hem de defalarca... Pazar maç varken bir gün önceki kampın toplanma saatini 13-14 yaptı! Yani kemerleri iyice sıktı... Üç günde bir maç oynayan takım, her gün kamptaydı deyim yerindeyse... Hoca bir de süreyi uzattı bu şartlarda... Peki takım ne yaptı? Burun kıvıran, somurtan, bıktık kamplardan moduna giren oldu mu?

Buna son örnekle cevap vermek en iyisi....

YILDIZLAR KAMP İSTEDİ

Göztepe maçı öncesi... Sergen Yalçın yoğun maç trafiğini ve süresi arttırılmış kampları dikkate alarak Göztepe karşılaşması öncesi kamp koymadı... Futbolculara, herkes geceyi evinde geçirsin, sabah kahvaltısında tesiste buluşalım diyen hoca, doğal olarak oyuncuların sevinmesini bekledi!
Peki öyle mi oldu!? Hayır! Tam tersi... Beşiktaş orta sahasının yükünü çeken Atiba, Josef ve savunmanın yıldızı Vida başta futbolcular hocanın kapısını çalarak "Kamp istiyoruz" dediler... Bu istek üzerine kamp kararı aldı Sergen hoca...
Yani... Yanisi şu; lider özellikleri olmayan, disiplini sağlayamayan bir teknik adamın hiçbir kuralına, kimse uymaz. Sergen Yalçın'ın koyduğu kurallara ise futbolcuları can-ı gönülden uydukları gibi, kurallar hafifletilince rahatsız oluyorlar...

GECEYİ GÜNDÜZE KATTILAR

İşin diğer detaylarının ayrı hikayeleri var... Genç Ersin ve Rıdvan'a güvenen, Larin'i, Ljajic'i, Töre'yi yeniden kazanan, Aboubakar'ı kendine getiren, Atiba, Josef ve Mensah'tan en üst düzeyce verim alan bir Sergen Yalçın'dan bahsediyoruz... Yukarıda saydıklarımın hiçbiri kolay değildi, genç bir kaleciye sonuna kadar güvenmek bile kendi başına bir devrimdir, anlayana...
İşte böyle bir aile ortamında, sükunetle hazırlanıp cesaretle saldıran bir Beşiktaş ortaya çıktı ve öyle geldi bu ilk yarı liderliği... Başkan Çebi, Emre Kocadağ büyük bir gayretle, yönetimin her daim futbolcuların yanında olduklarını hissettirdiler. Mükemmel taktikleri, doğru analizleriyle oyuncularına maçları adeta oynanmadan yaşatarak büyük bir güven kazanan Sergen Yalçın gecesini gündüzüne kattı, çoğu zaman Ümraniye'de konakladı...

FORMAYI ADALETLİ DAĞITTI

Göztepe maçı sonrasını hatırlayın... Abu, yayıncı kuruluşa röportaj veriyor ve maçın adamının Ersin olduğunu söylüyor. Röportajı kenarda dinleyen Roiser lafa karışık "Maçın adamı ben değil miyim Abu?" diye soruyor! Aboubakar gülerek "Hayır, sen değilsin Ersin" cevabını verip sarıp sarmalıyor Roiser'i. Bu görüntü bile benim yazdıklarımdan daha çok şey anlatıyor, anlayana...

İlgili, cesur, gerektiğinde çok rahat olabilen ancak disiplinden asla taviz vermeyen ve forma adaletine kuyumcu terazisi hassasiyetiyle dikkat eden Sergen Yalçın ve ona inanan oyuncularıyla Beşiktaş ilk yarıyı lider bitirdi..

Kimse merak etmesin...

Bu filmin devamı var...

Gaz kesmeden devam edecektir bu takım.

Çünkü ana-baba-kardeşler birbirlerine sımsıkı sarılmış durumdalar.

Böyle birlik olunca kim tutar Beşiktaş'ı...

Yolları açık ola..

Turgay DEMİR / Fotomaç