Beşiktaş'ın transferdeki yanlışlarını görmeden dünkü hezimeti yorumlayamayız… Bir büyük takım, öncelikle, geride kalan sezondaki kadrosundan eksilenleri tamamlar… Giden kim?

Burak Yılmaz! Peki gelen kim?

Larin! Hikaye bu kadar basit.

Dilimizde tüy bitti, Caner ve Gökhan'a anlaşarak başlarsın ve savunmayı düşünmezsin… Paran zaten sınırlıyken ille de stoper diye tutturmazsın, Roco ve Mirin'le idare edersin. Çünkü sınırlı parayla alacağın oyuncu onlardan daha iyi olmaz. İşte Welinton, işte N'Sakala… Önce golcü eksikliğini gidereceksin, on lira varsa cebinde dokuz lirasını golcüye harcayacaksın, çünkü büyük takımsan savaşa giderken yanına önce kılıç alırsın, kalkan değil.

Cesur musun, korkak mı, o iş daha transfer yaparken belli olur.

İlle de savunma diye tutturursan rengin belli demektir!

40 yıllık tecrübeyle her fırsatta uyardım, golcü şart dedim… Bir gol bin ayıp örter dedim… Büyük takım yiyeceği golden önce atacaklarını düşünür, öyle planlama yapar dedim… Trabzonspor maçı yanıltmasın dedim… Dedim de ne oldu!?

Yazık. Çok yazık… Bu Beşiktaş ligde kalma sorunu yaşarsa şaşırmam. Ben bugünden uyarıyorum. Gerisi Başkan, yönetici ve teknik ekibin işi… Bu kadar maceraperestliğin sonu pek hayır olmaz gibi geliyor bana. Ve son uyarım; ne yapıp edip, mutlaka ve mutlaka iyi bir golcü alın..

Beşiktaş'a dalıp Konyaspor'un hakkını yemeyelim. Çok iyi kapandılar ve kaleye dört kez gidip dört gol attılar. Beşiktaş'a resmen ders verdiler.

Turgay Demir / Fotomaç