“Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş”

Milliyet yazarı Bilal Meşe, Beşiktaş gündemine dair görüşlerini köşe yazısında değerlendirdi.

Valla şu sıralar, transferde sessizliğini koruyan Beşiktaş sevdalılarının sorularıyla haşır neşirim! Sosyal hayatta tanıdık veya tanımadıklarımın, “Bilal abi, transfer yok mu?” sorularıyla karşılaşıyorum!

Camiaya yakın dostlarım, Başkan Serdal Adalı ve yol arkadaşlarının pazar günü yapılacak kongreyi beklediklerini söylüyorlar. Kongreden yetki çıkması halinde Başkan Adalı’nın transfer için start vereceği kulislerde konuşuluyor.

Kartal’ın eksiğini gediğini uçan kuşlar bile biliyor! Ne var ki, dış transfer başlı başına riskleri de beraberinde taşıyor. Demem o ki Başkan Adalı ve ekibi transferde nokta atışı yapmak zorundadır, yani hata payları sıfır ötesidir!

Artı, dış ve iç transfer doğal olarak kulübün ekonomisiyle doğru orantılıdır. Başkan Adalı iş insanı, ekonomiyi bizden iyi biliyor, akıl verecek halimiz de yok! Kaldı ki Adalı’nın geçmiş yönetimden ‘enkaz’ aldığını da unutmayalım. Bir atasözümüz var, “Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş” diye! Bu söz tam da Başkan Serdal Adalı ile iyi örtüşüyor. Bir yandan kulübü ekonomik anlamda ayakta tutacak, diğer taraftan nokta transferler yapacak. Elbette işi kolay değil, Allah kolaylık versin!

‘Obur’ Mourinho!

Fenerbahçe’yi yazmadan duramıyorum arkadaş! Medyada Mourinho’nun yeni sezon için takviyeler istediği haberleri yer alıyor. Rahmetli Cem Karaca’nın bir şarkısı var, “Obur dünya” diye... Sözleri uzun, nakaratların bitiminde, “Dünya, dünya yedin doymadın mı!..” diyor. Bu sözler benzetme yerindeyse Mourinho ile müthiş örtüşüyor!

Geçtiğimiz sezonu anımsayın, Başkan Ali Koç, ünlü hocanın transferde istediklerini hiç yokuşa sürmedi, ne istediyse aldı, ama sonuç ortada; lig ikinciliği!

Rotayı yönetime çevirelim! Eylül ayında camia olağanüstü kongreye gidecek, sandıklarda başkanlık için oy kullanacak. Kimin başkan olacağını elbette üyeler belirleyecek, bana söz düşmez! Ancak önümüzde Beşiktaş örneği var! Kongrelerden yoruldu camia, ekonomik anlamda da sıkıntılar gün gibi aşikar!

Yönetimlerde gel-gitler, kongreler istikrarsızlığa yol açar, bunu bilir, bunu söylerim! Başarı mı, hayalden öteye gitmez, gidemez! Kıssadan, hisse!

Keçeci mi, Ürkmezgil mi?

Beşiktaş’ta kongrelere alıştık, biri bitiyor, peşinden biri geliyor, hız kesmiyor! Üyeler bu kez eylül ayı içinde Divan Kurulu başkanını seçmek için oy kullanacaklar.

Camiada kapalı kapılar ardında başkanlık için birçok aday konuşuluyor. Öyle ki kulislerde altı adayın görücüye çıkması bekleniyor! Altı adayın aralarında öne çıkan isimler; Affan Keçeci ve Ahmet Ürkmezgil... Her ikisini de yakinen çok iyi tanıyorum. Örneğin Affan Keçeci, efsane başkan Süleyman Seba ile üç dönem yol arkadaşlığı yaptı. Keçeci’nin diğer bir artısı ise TFF’de de başkanlık yapması. Keçeci, camianın dinamiklerini, havasını suyunu iyi biliyor.

Elbette Ahmet Ürkmezgil de camiaya asla yabancı değil, o da çeşitli dönemlerde Beşiktaş yönetiminde yer aldı, deneyimli.

İşin özeti, seçimde Keçeci ile Ürkmezgil arasında kora kor bir yarış yaşanacağını söylersem yanılmış olmam. Dedim ya, ikisini de iyi tanırım, taraf olmak bana yakışmayacağı gibi üyelerin oylarına da saygısızlık yapmam...

Milliyet/ Bilal Meşe

HABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..