Derbi haftalarından sonra aynı oyun coşkusunu yaşamak elbette kolay değil.
Önemli olan bu durumlarda oyun planını devam ettirebilmek… Beşiktaş, Kasımpaşa karşısında ilk yarıda belki oyun coşkusunu fazlaca sahaya yansıtamadı ama bu durumda bile oyun kontrolünü rakibine hiçbir şekilde bırakmadı. Kendi denemelerini biraz düşük oyun temposunda yapsa da rakibine ilk yarıda hiç pozisyon vermedi. İşin bu tarafı çok önemli. Bazen işler ofansif tarafta istediğiniz gibi gitmeyebilir. Kalesinde gol görmediği sürece büyük takımlar dün akşam ilk yarının son dakikalarında olduğu gibi etkili ayaklarıyla işi çözebilirler.
Aboubakar'ın sahne aldığı bir durumda Mensah'ın bitirişinde olduğu gibi, kilidi açtıktan sonra birçok şeyi istedikleri gibi yönettiler. Kasımpaşa, Beşiktaş'ın etkili hücum ayaklarını bildiği için savunmanın merkezinde üçlü savunma ile oynamayı düşünse de bu plan ilk yarının sonuna kadar anca ayakta kalabildi.
İkinci yarının başındaki tempo ve baskı Hadergjonaj'ın kırmızı kartını getirdi. Beşiktaş bundan sonra rakiplerine çok fazla pozisyon vermeden, kendi etkili silahlarını işler hale getireceğini bu oyun stratejisiyle ortaya koydu.
Dün akşam oyunun sıkıştığı anlarda yine Aboubakar'ın liderliğini ve etkinliğini gördük. Atiba'nın sahanın her yerinde takımını yürüten kaptan olarak sonuca imza atma arzusunu gördük. Bunu da skora yansıttı. Dorukhan yine oyunda kaldığı süre içinde eski performansını aratmadı. Rosier diri ve etkiliydi. Asistiyle dün akşamın yıldızlarındandı. Mensah oyunu zorlayan orta saha özelliği ile Beşiktaş'ın ihtiyacı olan hücum silahı olduğunu bir kez daha gösterdi. Utku için de bir maşallah diyelim. Kasımpaşa maçı Beşiktaş'ta taşların yerine oturduğunun teyit edildiği bir resital oldu.

Sabah